Alman Yeşiller partisi eski milletvekili, hukukçu Memet Kılıç ortada bir yasa hükmü olmadığına dikkat çekerek, "Almanya politik bir karar alarak geçmişte olanları soykırım olarak değerlendirmiştir. Almanya parlamentosunun buna hakkı vardır" dedi.
Almanya'dan önce aralarında Fransa, Hollanda, Avusturya ve İsviçre'nin de bulunduğu 23 ülke meclisinin soykırım kararına imza attığını hatırlatan Kılıç, Türkiye'den gelen itiraz başvurusunun başarı şansının bulunmadığını savundu.
‘PERİNÇEK KARARI İLE İLİŞKİLENİRMEK YANLIŞ'
Deutsche Welle Türkçe'nin aktardığına göre, Memet Kılıç, Alman Meclisi'ndeki ‘soykırım' kararı ile AİHM'nin 2013 Aralık ayındaki Perinçek İsviçre kararının ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu da vurgulayarak, bu kararın soykırım olup olmadığı ile değil, soykırım olup olmadığını tartışma özgürlüğüyle ilgili bir karar olduğuna dikkat çekti.
OKUL KİTAPLARI İÇİN EYALETLERE BAŞVURU
Alman Meclisi'nin kararında Ermeni soykırımının okul kitaplarında da yer alması teşvik ediliyor. Ancak federal sisteme sahip Almanya'da ders kitapları konusunda yetki eyaletlerde.
Almanya Türk Toplumu (TGD) kuruluşunun Başkanı Gökay Sofuoğlu da, konuyu eyalet eğitim bakanlıklarıyla görüşmenin daha etkili olacağını düşündüklerini belirterek, TGD'nin örgütlü bulunduğu eyaletlerde eğitim bakanlıklarından randevu talebinde bulunduklarını ve yanıt beklediklerini söyledi.
‘SİYASİ ÇALIŞMALARIN DA YAPILIYOR OLMASI GEREKİYOR'
Alman meclis kararına karşı dava açılmasını meşru bulduğunu söyleyen Sofuoğlu, "Ama diğer taraftan da bu tasarının önümüzdeki dönemde birebir etkilerini azaltabilmek için siyasi çalışmaların da yapılıyor olması gerekiyor" diye konuştu.
‘BRANDENBURG'DA 10 YILDIR OKUL KİTAPLARINDA'
Avukat Memet Kılıç, 2005 yılında ilk olarak Brandenburg eyaletinin ‘Ermeni Soykırımı'nı okul kitaplarına aldığını hatırlatıyor ve ekliyor: "Türkiye'nin büyük protestoları sonucu okul kitaplarından geri çıkardılar. Bunun üzerine tam da tarihçilerin Alman kamuoyunda ciddi bir tartışma başlatmaları üzerine Brandenburg üç ay sonra tekrar programına aldı. Yani 2005'ten bu yana Brandenburg'da bu ders olarak okutuluyor. Ayrıca Fransa'nın ders kitaplarına da 2012 yılında girdi. Orada da okutuluyor."
‘ÇOCUKLARI ÖZGÜR DÜŞÜNCEYE TEŞVİK ETMELİYİZ'
Avukat Memet Kılıç, 2007 yılında Almanya'nın Baden-Württemberg eyaletindeki bir şehirde Türkçe dil dersinin kaldırılması girişimine karşı açtıkları ve başarıyla sonuçlandırdıkları davayı hatırlatarak, ancak ‘Ermeni Soykırımı'nın müfredata girmesi konusunda durumun farklı olduğunu kaydediyor. Kılıç bu görüşünü şöyle gerekçelendiriyor:
‘CİDDİ TARİHÇİLER BÖYLE BİR SOYKIRIMIN OLDUĞU KONUSUNDA DÜNYADA BİRLEŞİYORLAR'
"Burada çok farklı bir nokta var. Tarihsel bir olgunun tartışılması, okullarda okutulup okutulmaması konusu tartışılacaktır. Bütün ciddi tarihçiler böyle bir soykırımın olduğu konusunda dünyada birleşiyorlar. Bu 'ispata gerek duyulmayan bir olgu' olarak artık dünyada kabul ediliyor. Almanya'daki ders sisteminin anlamı şudur: Çocukların özgür düşünmesini, farklı fikirlerle karşı karşıya kalmasını sağlamaya çalışır. Yani tek tip adam üretme istikametinde olan bir okul sistemi değil. Onun için bu sistem içinde sonuç almayacaktır."
Kılıç, çocukların değişik fikirleri duymalarında yarar olduğunu belirterek, "Olmuş bir olayı çocuklar öğrenmesin diye gayret edeceğimize, çocukların özgür düşünebilmelerini, tarihle yüzleşebilmelerini Türkiye'de de sağlamamız gerekir. Bu olursa Türkiye'nin önü açılır, aksi takdirde bu tür geri düşüncelerle Türkiye'nin yol alması bu dünyada artık mümkün olmaz" diye konuştu.