ABD tarafından desteklenen Arap kuvvetlerinin öncülüğünde Demokratik Suriye Güçleri, AK Parti iktidarının ‘kırmızı çizgi' ilan ettiği Fırat'ın batısındaki Menbiç kentini IŞİD'in elinden almak için operasyon başlattı.
Türkiye hükümeti önceden şiddetle karşı çıkarken şimdi ise operasyona karadan destek verme konumunda. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Kasım Han bu operasyona Türkiye'nin mecbur kaldığını söyledi. Gerekçesini de, "Türkiye için kendi ulusal güvenliğini tehdit eden temel bir sorun haline gelen IŞİD ile mücadele noktasında batılılarla ortak bir zemin yakılabilecek bir duruma dönüştü" şeklinde açıkladı.
Han, Rakka ve Menbiç operasyonlarıyla gerilen PYD ile Türkiye arasındaki ilişkinin nereye gideceğine dair de şöyle konuştu:
"Belli bir noktadan sonra Türkiye içinde terörle mücadelede yeni masada sonuçlanması mukadder. Ne PKK'nın ne de devlet yetkililerinin sonsuza kadar çatışmayı düşüneceğini zannetmiyorum. Buradaki asıl mesele masaya otururken kimin elinin daha uzun olduğuna dair dengelerin oluşturulması. Burada da Suriye PKK'ya bir derinlik sağlıyor. PYD ile PKK arasında kuşkusuz organik bir ilişki var. Ama aynı örgüt olmamaları Türkiye'ye siyasi manevralara ilişkin opsiyonlar veriyordu. Ancak, bugün öyle bir noktaya gelindi ki Türkiye, Rusya ile olan ilişkilerini Batı ile olan ilişkilerinden çok daha sıcak tutmak zorunda. Türkiye için mümkün olan tek yaklaşım da bu. Burada iki ülke arasında belli yumuşama sağlanmadan Türkiye'nin batı ittifakı dışında hamleler yapması realist olarak mümkün değil."
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un dış politikaya ilişkin, "Çok hızlı değişen dış politika atmosferi var. Eskiden beri yaptığımız bazı uygulamalarda mutlaka birtakım değişikliklere gidilmesi zaruri görülüyor. Dünya çok büyük bir çatışma dönemine girdi. Yapmamız gereken etrafımızdaki bu çatışma alanlarını mümkün olduğu kadar azaltmak" şeklindeki sözlerini de değerlendiren Ahmet Kasım Han, bu açıklamanın Davutoğlu'nun politikalarıyla uzaklaşmak anlamına geldiğini ifade etti:
"Kurtulmuş bunları daha öncede düşünüyordu. Ama o dönem Ahmet Davutoğlu'nun tercihlerinin dış politikada ciddi ağırlığı vardı. Özelikle bugün yürüyen kimi politikaların daha önceki kararların daha sonraki kararları belirleme noktasında atılan temeller Davutoğlu tarafından atıldı. Kurtulmuş'un korunumunu düşünürsek bu açıklamalar bir anlamda Ahmet Davutoğlu'nun politikalarıyla araya mesafe koymak anlamına gelir. Buna benzer şeyler Davutoğlu başbakanken de söylendi, hükümet nezdinde değerlendirildi. Ama politikaya dönüştürülmeme sebebi içeride oy kaybetme korkusuydu diyebiliriz."