Irak ve Suriye cephelerinde Felluce ve Rakka operasyonları başlarken, Ankara’nın kısa süre öncesine kadar ‘kırmızı çizgi’ olarak nitelediği Fırat’ın batısındaki Mınbıc'a da operasyonlar başladı. Türkiye destekli İslamcı grupların başarısız olduğu bu hatta Suriye Demokratik Güçleri, ABD hava operasyonları desteğinde ilerliyor. Peki bu gelişmeler bölge denkleminde ve Türkiye’nin Suriye siyasetinde hangi anlamlara geliyor?
Selcen, Irak ve Suriye’de yürütülen diğer operasyonlara da dikkat çekerek, “Musul ve Rakka operasyonu da başladı. Fakat bu ikisinin başlaması hedefi yumuşatma, çevresinde, köyleri temizleme gibi. Gerçi Musul ve Rakka birbirileriyle karşılaştırılmaz çünkü Rakka’nın alınması için 3000 kişilik bir kuvvetin yeterli olmasından bahsediliyor. Buna karşılık Musul’daki IŞİD mevcudiyeti kent merkezinde 5000’i buluyor. Orası için 30 bini aşan bir kuvvet gerekiyor. Bu ikisi biraz uzun soluklu olacak” dedi.
Musul operasyonunun en sona kalacağını öngörüsünde bulunan Selcen, “Haritaya bakıldığında Bağdat’tan güneye Suudi Arabistan yönünde sınır geçişi, öbür tarafta Amman yolu, Fırat’tan yukarı gittiğimizde Felluce ve Rakka… Bunlar üçüncü bir siyaseti gösteriyor. Mınbıc'ın el değiştirmesiyle sonuçlanacak” değerlendirmesini yaptı.
‘KANTONLARIN BİRLEŞMESİNDE TEVEKKÜL İŞARETİ’
Bu bölgenin batısında yer alan Azez ile hemen aşağısındaki Mare arasında bağlantının artık koptuğunu belirterek, “Bunların el değiştirmesi Suriye Demokratik Güçleri, dolayısıyla YPG ve PYD’ye geçmesi de bugün yarın oldu gibi” dedi. Selcen, Mınbıc'ın el değiştirmesiyle de Afrin ile Kobani bağlantısının kurulacağına vurgu yaparak, “Bu herhâlükârda Ankara’nın siyaseti aleyhinde bir gelişme olacaktır. Ama Ankara’nın sanki zımni bir anlayışına vardığı, artık bu konuda tevekkül gösteriyor olduğu gibi belirtiler var. Çok sert bir tepki göremediğim için belki bu izlenime vardım” vurgusu yaptı.
‘TÜRKİYE’NİN HAREKET KABİLİYETİ FIRTINA OBÜSLERİNİN MENZİLİ KADAR’
ABD CENTCOM komutanı Joseph Votel’in önce Kobani ve Cezire kantonlarında 11 saat geçirmesi sonra Ankara’yı ziyaretine atıf yapan Selcen, “Bence amiyane tabirle perşembenin gelişi çarşambadan belli. O arada Rakka ve Mınbıc harekatı başladı” anımsatması yaptı. Ankara’daki ‘YPG’nin ne işi var, Rakka Arap toprağı’ söylemine de dikkat çeken Selcen, “Rakka’yı IŞİD’den almamıza yardımcı ol, karşısında bonus gibi Mınbıc'ı al” noktasına gelindiğini vurguladı.
Selcen, buna karşılık Türkiye’nin “Rejimi sınırda istemiyorum, IŞİD’i da istemiyorum, YPG’yi de istemiyorum” söylemi için, “Bunun mantıklı bir izahı yok. Sürdürülebilir siyaset olmaktan çıkıyor. Kendi içinde yapısal çelişkiler barındıran bir siyaset. Maalesef başarısız olmaya da mahkum nitekim görüyoruz” tespitinde bulundu.
‘YAPTIĞIMIZLA SÖYLEDİĞİMİZ TUTMUYOR’
ABD yönetiminin aynı şekilde Türkiye’den ‘Türkmenler, Araplar ve hatta Uygurlarla yapın, sınırınızı IŞİD’den yalıtın’ mesajı verdiğini ancak başarı kaydedilemeyince Azez ve Mare gibi yerlerin bile IŞİD’in eline geçme tehlikesini belirdiğini anımsatan Selcen, böylelikle SDG’nin ve YPG’nin devreye sokulduğunu anlattı.
‘ŞAM KUZEY SURİYE FEDERASYONUNDAN RAHATSIZ AMA…’
Selcen’e göre bütün bu gelişmeler ve özellikle Kuzey Suriye Federasyonu, Ankara kadar Şam’da da rahatsızlık yaratıyor. ABD ve Rusya’dan yahut başka merkezlerden bu konuda bir ses çıkmadığını belirten Selcen, “Buna dayanarak denize düşen yılana sarılır misali Şam ile örtülü olarak başlayıp sonra açığa dönüşecek bir işbirliği kanalı açılır mı, açılmaz mı, bu spekülatif olur” yorumunda bulundu.
'PİLOT DIŞINDA HERKES HATALI’
‘IŞİD VE NUSRA TÜRKİYE’YE DOĞRU YASLANACAK’
Selcen’e IŞİD ve el Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin sahaya sıkışmasının Türkiye’ye olası tesirlerini de sorduk. “IŞİD ve Nusra baskılandıkça, Suriye’deki savaş alanında geriye doğru yaslanacak, mantık gereği” diyen Selcen, bu grupların önceden örtülü lojistik destek alanları gördükleri Hatay, Antakya, Gaziantep ve Kilis gibi yerlerin içinde bizim açımızdan daha ciddileşen, ulusal tehdit haline geleceklerine dikkat çekti.
‘SINIRI KORUMANIN YOLU IRAK VE SURİYE KÜRTLERİNDEN GEÇER’
‘ÖLÜMÜN YIKIMIN DERİNLEŞTİĞİ BİR YAZ OLACAĞA BENZER’