Manken ve 2006 Türkiye güzeli Merve Büyüksaraç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, başbakan olduğu dönemde hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası aldı. Eleştirel karikatür ve yazıların yanı sıra, Instagram'da ‘Ustanın Şiiri'nin yer aldığı bir görseli paylaşan yaklaşık 1 milyon kullanıcıdan biri olan Büyüksaraç'ın bu nedenlerle ‘kamu görevlisine görevinden ötürü hakaret' suçundan aldığı ceza ertelendi.
‘HUKUKSUZCA TÜM VERİLERİMİ KOPYALADILAR'
Konuyla ilgili Sputnik'in sorularını yanıtlayan Merve Büyüksaraç, adil bir yargılama sürecinden geçmediğini kaydetti ve sabahın erken saatlerinde evine gelen polisin avukatıyla birlikte kendisini Emniyete götürdüğünü anımsatarak, "Emniyete götürüldüğümüzde tüm sosyal medya hesaplarım incelenmişti. Ustanın Şiiri dışında, sosyal medyada paylaştığım fotoğrafları veya repost, retweet yaptığım şeyleri de dosyaya eklemişlerdi. Bunları benim paylaşıp paylaşmadığım sorulduğunda kabul etmeme rağmen polisler telefonuma el koydu ve içindeki bütün verileri kopyaladı. Buna kişilerim, fotoğraflarım ve videolarım da dâhil. Bunu yapmaya hakları olmadığı için, suç duyurusunda bulunduk ama henüz bir şey çıkmadı" dedi.
Dava ve öncesindeki süreci düşündüğünde hakaret davası denerek başlatılan sürecin, insanları yıldırma politikasına döndüğünü belirten Büyüksaraç, "Sanki her şey önceden planlanmış gibi. Aradan böyle ünlü birini seçerek ‘İşte bakın halktan biri paylaşırsa sizin de başınıza bunlar gelir' gibi bir yıldırma politikası" ifadelerini kullandı.
‘ADALET KONUSUNDA İNANCIMI YİTİRDİM'
Merve Büyüksaraç, öngörülen süre içinde başka bir ceza daha alırsa ertelenen hapis cezasını da yatmak durumunda kalacak. Bu durumun fikirlerini açıklarken kendisinde tedirginlik yaratıp yaratmayacağı sorusunu yanıtlayan Büyüksaraç, tedirgin olmadığını belirterek, nedenlerine ilişkin şunları söyledi:
"Çünkü zaten Türkiye'de gördük ki, hakaret etseniz de etmeseniz de hakaret etmiş gibi yargılanıyorsunuz. Adalet konusunda ülkeye olan inancımı yitirdim diyebilirim. Paylaştığım şeyler gayet esprili ve komik şeylerdi. Zaten aynı şiiri 960 bin kişi paylaştı. Hakaret amaçlı değildi ama hakaret olarak algılanması enteresan bir durum oldu. Mahkemede söylediğim her şeyin arkasındayım."
‘KARIŞMADIKLARI BİR ÜREMEMİZ KALMIŞTI!'
Türkiye'de hiçbir kadının güvende olmadığını kaydeden Merve Büyüksaraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Zürriyetimizi artıracağız. Neslimizi çoğaltacağız. Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz" sözlerini anımsatarak "Her şeyimize karışıyorlar. Karışmadıkları bir ürememiz kalmıştı sanırım" dedi. Erdoğan'ın yanı sıra çok sayıda hükümet yetkilisinin ‘çok çirkin söylemlerde' bulunduklarını anımsatan Büyüksaraç, "Kadın cinayetleri arttı, kadın ve çocuk tecavüzleri arttı ve bütün bunlara rağmen katil ve sapıklara çok yüksek miktarda ceza indirimleri uygulandı. İyi hal indirimleri uygulandı, ‘Kadın veya kız bağırmazsa suç değildir' gibi şeyler söylendi. Bütün bu yaşadıklarımız zaten, Türkiye'de yaşayan her kadın için çok can sıkıcı. Hiçbirimizin güvende olmadığının bir başka göstergesi" dedi.
‘ERDOĞAN'IN AVUKATLARI MAHKEMEYE YANLIŞ BEYANDA BULUNDU'
Büyüksaraç'ın avukatı İsmail Emre Telci ise, hapis cezası kararına ilişkin şunları söyledi:
"Aslında beraat etmemiz gerekiyordu ama Türkiye'nin siyasi gündeminden dolayı ceza alacağımızı biliyorduk. Mahkemenin verdiği kararı haksız buluyoruz. Normal, adil bir yargıda beraat etmesi gereken bir dosyaydı. Cumhurbaşkanına hakarete de sokmaya çalıştılar dosyayı. Suç tarihi itibariyle Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmamıştı henüz, dolayısıyla ‘kamu görevlisine hakarette' kaldı dosya. Tayyip Erdoğan'ın avukatları, aynı delilleri sunup ‘Hakaretleri devam etmektedir' dedi. Yani mahkemeye yanlış beyan da verdiler. Türkiye'de ‘kamu görevlisine hakaret', ‘Cumhurbaşkanına hakaret' sopa gibi kullanılıyor. İnsan hakaret etmese de hakaretten ceza alıyor."