Peki diğer konularda ve özellikle 9 Türk vatandaşının öldüğü Mavi Marmara olayı konusunda mutabakat sağlandı mı?
Ankara ile Tel-Aviv arasında devam eden ve ‘çok yakında’ bir anlaşmayla sonuçlanacak görüşmeleri Türkiye’de halk nasıl değerlendiriyor?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Üyesi ve İHH İnsani Yardim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gülden Sönmez şu değerlendirmelerde bulundu.
Evet, Türkiye ile İsrail arasında normalleşme süreci, müzakereler devam ediyor ama, burada esasen problem teşkil eden iki tane konu var. Bir tanesi – davalar, ikincisi ise – abluka konusu.
Bildiğiniz üzere biz, Mavi Marmara misyonu olarak ve bunu organize edenler olarak, İHH olarak Türkiye ile böyle bir anlaşmanın tarafı değiliz, taraftarı da değiliz. Zira İsrail’in sürekli insanlara zulüm eden, Ortadoğu’da hep kan ve gözyaşına sebep olan politikaları ürettiğine inanıyoruz. Hukuk tanımadığı sürece böyle bir anlaşmanın hiçbir anlamı yok. Çünkü İsrail hiçbir anlaşmaya uymuyor. Birleşmiş Milletler Sözleşmelerine de uymuyor ve sürekli hukuku çiğniyor.
Anlaşma ile alakalı kısma gelince, Türkiye ile yürütülen süreçlerde İsrail, İHH’nın ve Mavi Marmara mağdurlarının, şehit ailelerinin açmış olduğu davalardan vazgeçmelerini, bu davaların düşürülmesini istiyor. Biz ise hiçbir şekilde bu davalardan vazgeçmiyoruz ve Türkiye Hükümeti’nin de bu davaları düşürme gibi bir hukuki imkanı ya da yetkisi yok. Bu bir problem.
İkinci bir problem ise, abluka konusu. Kesinlikle Türkiye, başından beri konuştuğu gibi ablukanın tamamen kalkması yönünde bir hareket göstermek zorunda. Çünkü Türkiye kamuoyu, Türkiye halkı bunu bekliyor. Eğer İsrail’in Aşdod limanından sadece insani yardım malzemesinin İsrail’e teslim edilerek İsrail’den Gazze’ye götürülmesi gibi bir durum söz konusu olursa kesinlikle Türkiye halkı, Türkiye kamuoyu hiçbir şekilde böyle bir şeye rıza göstermez ve bunu çok ciddi bir şekilde de eleştirir.
Türkiye’nin başından beri çizgisi olan ablukanın kalkması konusunda Gazze’nin hukuka uygun bir şekilde seyahat ve ticarete açılması konusu olmalı ve Akdeniz’deki İsrail işgalinin son bulması gerekir. İsrail ile Türkiye arasında normalleşmeyi tıkayan iki nokta, bu noktalar. Bunlar da kolay kolay aşılacak noktalar değil. Zira İsrail, ablukanın kalkmasını istemiyor. İHH ve şehit aileleri ise bu davalardan vazgeçmez. Doğal olarak çok da kolay bir anlaşma gözükmüyor.
Ancak eğer yine de Aşdod limanından insani yardım malzemesi vermekle bir anlaşma imzalanırsa gerçekten Türkiye’nin haklı ve güçlü pozisyonu kayba uğrar. Gazze halkına, Gazze’deki sivil toplum kuruluşlarına, Gazze sokaklarında kime sorarsanız sorun, onlar İsrail’den gelecek bir yardımı değil, hiçbir şekilde yardıma muhtaç olmadan, herkes gibi özgürce seyahat ve ticaret serbestisi kazanıp kendi kendine yetecek bir pozisyona gelmek istiyorlar.