İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında "Fransız dergisine yapılan saldırının temelinde, o derginin İslam peygamberi Hz. Muhammed'e yönelik saygısız yaklaşımının olduğu tartışmasızdır" denerek, Charlie Hebdo katliamı da adeta meşrulaştırdı. Maraş, Sivas, Zirve katliamları ile yine gericiler tarafından katledilen Kubilay ve rahip Santoro'nun öldürülmesine değinen mahkeme, bu katliamları faillerini de ‘akladı'.
Aziz Nesin için ‘ateist olduğunu gizlemeyen yazar' ifadelerine yer verilen gerekçeli kararda, İslamcılar tarafından kaldıkları otelin ateşe verilmesiyle, 33 aydının öldürüldüğü Sivas katliamının faillerinin ‘galeyana geldikleri' ileri sürüldü ve bu katliamların "Dinsel saikle ve din adına yapanlar tarafından iyi niyetli olduklarına inanıldığı için yaşandığını" savundu.
Gerekçeli kararda İslam'a yönelik vurgu da dikkat çekti.
SİVAS KATLİAMI DAVASI AVUKATI: BU KARAR BANA HİÇ YABANCI GELMEDİ
Sivas katliamı davasında müşteki avukatı olarak bulunan, CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, tepkilere neden olan kararı Sputnik'e değerlendirdi. "Açıkça söylemeliyim ki bu gerekçeli karar bana hiç yabancı gelmedi. Sivas katliamı davasının, 1994 yılında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararında hemen hemen aynı ifadeler vardı" diyen Sarıhan, "Ve gerekçeli kararın hemen hemen yoğun bir biçimde dini gerekçelerle açıklandığı bir durum karşımızdaydı" hatırlatmasında bulundu.
‘LAİKLİK GİDECEK, ŞERİAT GELECEK' DİYE BAĞIRMIŞLARDI'
Şenal Sarıhan, gerekçeli kararda Sivas katliamına değinilmesiyle ilgili şunları söyledi:
"Eğer, Sivas'taki katliamla bir karşılaştırma yapılıyorsa, bu katliam ansızın, bir anda, Aziz Nesin'in Sivas'a gitmesi ya da orada bir konuşma yapmasıyla patlamış bir olay değildir. Planlı ve organize bir olaydır. Günlerce öncesinden Sivas'ta eylemciler, oradaki aydınlanma şenliğini karartmak amacıyla planlar yapmışlardır ve ‘Şeriat isteriz', ‘Laiklik gidecek, şeriat gelecek' diye bağırmışlardır. Bu toplu ve organize bir eylemdir" dedi.
‘KARAN-ÇETİNKAYA KARARI HUKUKİ DEĞİL'
Karan ile Çetinkaya'nın cezalarında indirime gidilmemesinin de hukuksuz olduğunu belirten Şenal Sarıhan, yazının bütünü üzerinden değerlendirme yerine sadece yayınlanan karikatürün dikkate alındığını söyledi.
CHP Milletvekili Sarıhan "Bu kararın hukuki bir dayanağı yok. Bu karar, mevcut iktidarın taleplerine yanıt veriyor. Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanının da bu konuda mevzuata bakılmaması, içinde bulunulan koşullara göre hareket edilmedi gerektiği emirleri vardı. Bu emre de uygun bir kararla karşı karşıyayız. Varsayımlar üzerinden, olası bir kast gerekçesiyle, açık ve yakın tehlike var olduğu iddiasıyla kararını verdiğini söylüyor. Nedir açık ve yakın tehlike? Bu saldırıyı, bu terör eylemini kınamak mıdır? Bunun yanıtları da yok gerekçeli karar içinde" dedi.
Şenal Sarıhan, Karan ile Çetinkaya'ya ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçundan ceza verilebilmesinin ancak ‘tahrikin kesin olarak varlığını kanıtlayacak verilerle mümkün olabileceğinin altını çizerek "Bunu hukuki bir karar olarak göremiyorum" dedi.
‘TEHLİKE ÇOK AÇIK'
Mahkemenin katliamları meşrulaştırması, faillerini aklamasının ‘gerici' saiklerle hareket edenleri cesaretlendirebileceğini belirten Sarıhan "Cesaretlendirmekten öte, aklıyor. Katliamcıları teşvike yok açar ve insanların hangi konuda olursa olsun din üzerine herhangi bir söz söylemesini, bir değerlendirme yapmasını bile, bir terör eylemi için haklı bir gerekçe sayabilir" ifadelerini kullandı.
Şenal Sarıhan, gerekçeli karardaki din vurgusu ve mahkemenin İslam otoritesi tavrı için "Şeri hukukun ayak sesleri. Bu tehlike çok açık" dedi.