İki günlük zirvenin sonunda yayınlanan sonuç bildirisinde, küresel ekonomik büyümenin potansiyelin gerisinde olduğu ifade edilirken, zayıf büyüme riskinin sürdüğü, jeopolitik anlaşmazlıklar, terörizm, sığınmacı krizi ve diğer zorlukların küresel sisteme zarar verdiği belirtildi.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasının, küresel ticaret ve yatırım trendlerini ve bunların oluşturduğu istihdamı 'tersine çevirebileceğine' dikkat çekildi ve büyümeye karşı 'ciddi riskler' oluşturabileceği uyarısı yapıldı.
Bildiride, küresel ekonomik büyümenin öncelik olduğu vurgulanırken, ülkelerin özellikleri de dikkate alınıp güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme modeli için gerekli ekonomik politikalar konusunda işbirliğinin süreceği ifade edildi. Borçlanmayı sürdürülebilir hale getirerek, küresel talebi güçlendirmek ve arz sınırlamasını çözmek için parasal, mali ve yapısal dahil gerekli tüm araçların kullanılacağı taahhüt edildi.
Bildiride, serbest ticaretin güçlendirilmesi için kurala dayalı çok taraflı ticaret sistemlerinin kuvvetlendirilmesi ve Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerinin destekleneceği taahhüt edildi. Trans-Pasifik Ortaklığı (TTP), Japonya-AB Ekonomik Ortaklık Anlaşması, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması (TTIP) ve Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması (CETA) dahil bölgesel ticaret anlaşmalarıyla ticaret serbestisi çabalarının teşvik edildiği belirtildi.
'GÖÇMEN HAREKETLERİ KÜRESEL BİR ZORLUK'
Bildiride, büyük ölçekli mülteci ve göçmen hareketlerinin küresel bir zorluk olduğu ve küresel bir müdahaleyi gerektirdiği aktarılarak, "Mülteciler ve yerlerinden edilmiş insanlar ile onları misafir eden toplumların acil ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için küresel yardımı artırmayı taahhüt ediyoruz" ifadesi kullanıldı. G7'nin, finansal ve teknik desteği artırmaları konusunda uluslararası finansal kuruluşları ve bağışçıları desteklediği bildirildi.
Sığınmacı sayısının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek sayıya ulaştığına işaret edilen bildiride, sorunun kaynağında bulunan Suriye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerde nihai çözümün ancak sürdürülebilir bir siyasi geçiş ile sağlanabileceği savunuldu.
Terörün her türlüsünün güçlü bir şekilde kınandığı belirtilirken, IŞİD, El Kaide ve diğer terör örgütlerinin düzenlediği saldırıların barış ve uluslararası güvenliği ciddi şekilde tehdit ettiğinin altı çizildi.
Terör tehdidi ile mücadelenin, özel sektör, sivil toplum ve kurumlar ile işbirliği içerisinde aktif bir şekilde sürdürülmesi çağrısı yapılırken,G7'nin terör ile mücadelede 'lider rol oynayabileceğinin' altı çizildi.
G7 Terörle Mücadele Eylem Planı oluşturularak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) çalışmalarını destelemek üzere, bilgi paylaşımı, sınırların güvenliğini artırma, uçuş güvenliği, terör finansmanı ile mücadele gibi konularda kapasitenin güçlendirileceğine vurgu yapıldı.
'UKRAYNA'DA ÇÖZÜM İÇİN UZUN SÜRELİ DESTEĞE HAZIRIZ'
Ukrayna'daki çatışma ortamının sadece diplomatik yollardan çözülebileceğine dikkat çekilip, bu ülkenin egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının, uluslararası hukuk çerçevesinde garanti altına alındığı bir çözüm bulunması çağrısı yapıldı.
Rusya'ya uygulanan yaptırımların, Minsk Anlaşması'nın gereklerine ve Ukrayna'nın egemenliğine saygı duymasına bağlı olduğu hatırlatılarak, Ukrayna sorunun çözüme kavuşması adına uzun vadeli desteğe hazır olunduğu aktarıldı.
Bildiride, taraflara 'İki devletli çözüme' engel teşkil edecek 'gerginliği tırmandırmaktan kaçınma' çağrısı yapılarak, Paris'te düzenlenecek Dışişleri Bakanları Konferansı'nın da memnuniyetle karşılandığı belirtildi.
'RUSYA, ŞAM'A ÇAĞRI YAPSIN'
Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun çabaları doğrultusunda ülkedeki tüm düşmanlıklara son verilmesi çağrısı yapılırken, Suriye'nin sivilleri hedef aldığı iddia edilen saldırılarının kınandığı kaydedildi. Rusya ve İran'dan Şam'a 'sivillere yönelik saldırılarını durdurma çağrısı' yapmasının beklendiği kaydedildi. Cenevre Konferansı çerçevesinde bu ülkede siyasi geçiş sürecinin başlatılması çağrısı yapıldı.
Doğu ve Güney Çin denizlerindeki durumdan 'endişe' duyulduğu bildirilen bildiride, ihtilafların çözümünde barışçıl yollara başvurulmasının önemine vurgu yapıldı. G7 dışişleri bakanlarının, okyanuslarda güvenlik konusunda yaptıkları açıklamanın desteklendiği kaydedildi.
KUZEY KORE KINANDI
Kuzey Kore'nin ocak ayında yaptığı nükleer denemeleri ve sonrasındaki uzun menzilli füze denemelerinin 'kınandığı' belirtilen bildiride, bu durumun bölgesel ve uluslararası barışı tehdit ettiği ve BMGK'nın ilgili kararını açık bir şekilde ihlali niteliğinde olduğuna değinildi.
Sağlığın ekonomik refah ve güvenliğin temeli olduğu aktarılan bildiride, her şeyi kapsayan sağlık sigortasının yaygınlaştırılacağı taahhüt edildi. Mikropların ilaçlara direnç kazanmasının önemli ekonomik sonuçlar doğuracağına dikkat çekilirken, acil sağlık durumlarına müdahalenin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
Kadınların ekonomide daha aktif rol alması gerektiğine işaret edilen bildiride, eğitim ve öğretimin yanı sıra aktif rol vererek kadınların bu konudaki kabiliyetlerinin artırılacağı kaydedildi.
Açık, erişilebilir, güvenilir ve güvenlikli sanal dünyanın ekonomik büyüme ve refahın temellerinden olduğu belirtilerek, bilgiye ve iletişim teknolojilerine erişimin artırılması ve dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının desteklendiği ifade edildi.
Şeffaflığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması konusundaki kararlılık vurgulanırken, küresel ölçekte yolsuzlukla mücadelenin desteklendiği, G7 ülkelerinin bu konuda örnek olmaya kararlı olduğu bildirildi.
G7'nin İklim değişikliğiyle ilgili Paris Anlaşması'nın sağlıklı bir şekilde uygulanması için gerekli adımları atacağı ve bu konuda liderlik rolünü sürdüreceği belirtildi.
Bildiride, yeni ve çevreci enerji teknolojilerinin destekleneceği vurgulanırken, daha az karbon salımı ile ekonomik büyümenin sağlanması için gerekli yatırımların destekleneceği vurgulandı. Enerji fiyatlarındaki belirsizliği atıfta bulunularak, enerji yatırımlarının, özellikle de kaliteli enerji altyapısı ve akımıyla ilgili yatırımların destekleneceği kaydedildi.
G7 ülkesi liderleri, Birleşik Krallık'ta gelecek ay yapılacak Avrupa Birliği (AB) referandumu öncesi uyarıda bulunarak, ülkenin birlikten çıkmasının "küresel büyüme ve ekonomi için ciddi tehdit oluşturacağını" bildirdi.
Japonya'da yapılan G7 Zirvesinin sonuç bildirisinde, İngiltere'nin AB'den olası ayrılığına da değinildi ve olası ayrılığın küresel ticareti, yatırımları ve iş fırsatlarını olumsuz etkileyeceği kaydedildi. Bildiride, "Birleşik Krallık'ın AB'den çıkması küresel büyüme ve dünya ekonomisi için ciddi tehdit oluşturacaktır." denildi.
G7 ülkeleri arasında bulunan İngiltere'yi, Başbakan David Cameron'ın temsil ettiği ve iki gün süren zirvenin sonunda, küresel ekonomik büyümenin acil öncelik olduğu vurgulandı. ABD, Kanada, Birleşik Krallık, İtalya, Almanya, Fransa ve Japonya, küresel ekonomik büyüme önündeki riskleri kaldırmak için terör saldırıları ve aşırıcılık gibi konularla mücadele konusundaki bağlılıklarını da ortaya koydular.
G7 Maliye Bakanları da İngiltere'ye AB konusunda aynı uyarıda bulunmuş ve ülkenin olası ayrılığının ekonomik risklerine dikkati çekmişti. Birleşik Krallık'ta AB referandumu 23 Haziran'da yapılacak. Halka, "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu yöneltilecek.