Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve lideri Mesud Barzani'ye ‘meydan okuma' olarak algılanan bu anlaşma hangi anlamlara geliyor? KDP, Türkiye'ye yakınken, KYB ve Goran'ın İran'a meylettiği bir ortamda bölgesel sonuçları ne olur? Bölgeyi ve sözü edilen partileri yakından tanıyan gazeteci-yazar Fehim Işık'la konuştuk.
'İTTİFAK EKONOMİK VE SİYASAL KRİZİN SONUCU'
Işık şöyle dedi: "Bağdat'la alabildiğine önemli problemler yaşanıyor. IŞİD'in bölgeye saldırması çok ciddi sıkıntılar yarattı. Ayrıca Kürdistan bölgesinde çok ciddi bir ekonomik kriz var. Maaşlar ödenemiyor, bürokrasi durmuş durumda, parlamento Goran ve özellikle KDP arasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle çalışamaz duruma geldi. KDP hükümeti lağvetti bir şekilde artık hükümet işlemez durumda, parlamento başkanı görevini yapamaz durumda. Ve en önemlisi başkanlık seçimi yapılamadı. Fiilen Mesud Barzani'nin başkanlığı devam ediyor. Diğer taraftan da bu sıkıntıları gidermek için iç siyasetin kendi içindeki çelişkileri çözmesi gerekiyor. Yani bu stratejik işbirliği aynı zamanda bu yaşanan tüm sorunlara çözüm getirmek amacıyla atılmış bir adım."
'ARTIK KARDEŞ KAVGASINA DÖKÜLMÜYOR'
Aksi halde daha ciddi sıkıntıların yaşanacak olduğuna dikkat çeken Işık, geçmişteki çatışmalı dönemlere atıf yaparak son dönemde Goran ile KDP arasında bazı sorunların yaşanmasına karşın geçmişteki gibi kardeş kavgasına dökülmediğini anımsattı. Işık son ittifak için de, "YNK ve Goran böyle bir stratejik anlaşmayla hem Kürdistan'ın içinde bulunduğu sorunlara çözüm getirmek, bunları parlamenter demokratik zeminde çözmeye dönük çabaları güçlendirmek, hem de Kürdistan ile çevre devletler arasında yaşanan sorunlara özellikle de Bağdat'la yaşanan sorunlara cevap olarak yaptılar. Şimdiye kadar Bağdat'la olan problemlerde partiler hiçbir zaman ayrı davranmadılar kendi içindeki sorunlara rağmen. Ama iç sorunları çözmeye dair o kadar dirayetli davranamadılar. Bu anlaşma ile umarım iç sorunları çözmeye dair dirayetli davranacaklar" dedi.
Işık, başkanlık sistemin aslında Mesud Barzani ve Celal Talabani'nin kimlikleriyle birleşen güçlü bir yapı gibi görünse de sistemin omurgasını demokratik parlamenterizmin oluşturduğu görüşünde. Sürekli karizmatik liderin etkisi altında kaldığı için sistemin ilerleyemediğine dikkat çeken Işık, Goran hareketinin de geçmişte buna karşı çıktığını hatta başkanlık seçimlerine katılmadığını anımsattı.
'KDP'Yİ ZORA SOKMAYI HEDEFLEMİYOR'
KYB'nin de Goran ile ittifak anlaşmasına imza atarken KDP'yi zor duruma sokmayı hedeflemediğini belirten Işık, "KYB özellikle KDP'nin böyle bir ittifakla zor duruma sokulamayacak bir parti olduğunu çok iyi bilir, geçmişte onlar bunu sınadılar. Daha önce buna benzer bir anlaşma ikisinin arasında vardı. Dolayısıyla bir uzlaşı zemini üzerinde ortak çözümler üretmeye dönüktür" sözleriyle savundu, aksi halde de sorunların çıkacağına dikkat çekti.
'PKK OLUMLU DEĞERLENDİRİYOR'
Işık bu gelişmelerin IŞİD'in 2014'ten bu yana sebep olduğu savaş halinde Irak Kürdistanı'nda etkinleşen PKK'ya yansımalarını ise şöyle değerlendirdi:
KYB ve Goran'ın ağırlıklı olarak Süleymaniye ve Halepçe'de, KYB'nin Kerkük'te, KDP'nin ise Erbil ve Duhok'ta etkili olduğunu belirten Fehim Işık, "Anlaşma etkisini daha çok Süleymaniye ve Halepçe'de ve kısmen Kerkük'te gösterirse ama Duhok ve Erbil'de çeşitli nedenlerden dolayı, iki partinin oluşturduğu güç birliğinin KDP'nin aleyhine olduğu görülürse yeni sorunlar yaşanmaya başlanabilir. Bunun pratik alana yansımasını görmek lazım" diye konuştu. Işık, "Yoksa geçmişte yaptıkları gibi yönetimi, idareyi, hatta paraları kendi aralarında bölüşmek gibi bir mantığa giderse, bu da olumsuz yansır" diye ekledi.
‘BAĞDAT'TA HOŞUNA GİTMEYENLER OLUR'
Peki yeni durumun Bağdat'la ilişkilerin yanı sıra Türkiye ve İran'ın etkisine yansımaları ne olur?
‘TAHRAN'IN ÖYLE BİR YETENEK, GÜÇ VE BİRİKİMİ YOK'
İran'ın ittifak anlaşmasında önemli payı olduğu iddialarına atıf yapan Işık, "Ben doğrusu uzun yıllardır o hareketleri takip eden biri olarak İran'ın böyle bir anlaşmada ciddi anlamda dahlinin olduğuna inananlardan değilim" derken, Tahran'ın iki partiyi de yönetip onları koordine edebilecek yetenek, güç ve birikime sahip olmadığını savundu. Işık, bu partilerin İran'la böylesine bir işbirliğini İran'ın çıkarlarına yaşama geçirdiklerinde gelecekte başlarına ne geleceğini çok iyi bilen kadroları bulunduğunu da ekledi.
'SYKES-PICOT'YU O ZAMAN ÇÖPE ATARLAR..'
Kürt partilerinin bölgede sıkışmış olmaktan ötürü dışarıyla ilişki sürdürüp, ticaret yapabilme ve bölgedeki insanlara olanak sunmaya çalışmak için bu tür ilişkilere girdiklerini anımsatan Işık, şöyle konuştu: "Ne yazık ki bu tür ilişkiler zaman zaman bölgede olumsuzluğa neden oldu. Ama eğer partiler kendi aralarında uzlaşıyı bir adım ötesine taşır, parlamenter zemini güçlendirerek oradan yeni bir istikrar sağlamaya dönük adamlar atabilirlerse benim kanaatim Bağdat da, Türkiye de, İran da bu ilişkiyi olumsuz etkileyecek güç ve birikime sahip olamazlar ve giderek Kürtlerin o Sykes-Picot'yu gerçekten çöpe atabildikleri bir sürece de yansır. Ama bunu yapamazlar ve birbirlerine karşı hala güç edinme ve iktidarda güçlenme noktasına ilerlerse kanaatim o ki, kim olursa zarar edecek. Bu işin yansımasını sahada göreceğiz."