Diyarbakır Barosu adına Danıştay'a başvuran Ahmet Özmen, kamulaştırılan parseller arasında üzerinde kamu kuruluşlarına, yerel yönetimlere, Baro'ya ait yapılar bulunan yerler olduğunu belirterek, acele kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurulmasını istedi. Başvuruda, Bakanlar Kurulu'nda alınan kararın mülkiyet hakkının ağır ihlali niteliğinde olup, mülkiyet hakkını koruma altına alan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne açıkça aykırı olduğu savunuldu.
Ahmet Özmen, herhangi bir makul sebep ve gerekçeye yer verilmeksizin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın istemi üzerine alındığı anlaşılan bu kararın snayasal düzen içerisinde kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını kaydetti.
İVEDİ YARGILAMA USULÜ KAPSAMINA ALINDI
Özmen'in, Başbakanlık ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle yaptığı başvuru, Danıştay 6. Dairesi tarafından görüşüldü. Dosyayı inceleyen Danıştay Tetkik Hakimi Levent Kızıler, ivedi yargılama usulü kapsamındaki davada yürütmenin durdurulması isteminin, davalı idarelerin savunması ve ara kararı cevabı alındıktan veya 15 günlük yasal savunma süreleri geçtikten sonra incelenmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi.
TARAFLARA 15 GÜN SÜRE VERİLDİ
Ara kararlarını açıklayan Danıştay 6. Dairesi, uyuşmazlığın çözülebilmesi için Başbakanlık'tan bahsi geçen riskli alan ilanının kabul edildiği Bakanlar Kurulu kararına ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verdi.
6. Daire ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının içeriğinde yer alan 16 Mart tarihli yazının ve varsa eklerinin istenilmesine de hükmetti. Ara kararların yerine getirilmesi için taraflara 15 gün süre veren Danıştay, davanın ivedi yargılama usulü kapsamında inceleneceğini belirtti.
ÖZMEN: KARAR GECİKİRSE ANLAMI KALMAYACAK
Başvuruyu yapan Diyarbakır Barosu Başkan vekili Ahmet Özmen, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma konusunda bir an önce karar vermesi gerektiğini belirterek, "Çünkü şu anda idari işlem devam etmekte ve Sur ilçesinde yıkımlar sürmektedir. Yürütmeyi durdurma kararı gecikirse bir anlamı kalmayacak ve fiili olarak bu karar uygulanmış olacak. Aynı zamanda yıkımlar gerçekleşmiş olacak" dedi.