TÜRAM'ın kurucuları arasında Rusya'yı iyi tanıyan akademisyenler, iş adamları, gazeteciler yer aldı. Kurucu üyeler arasında Cenk Başlamış, Aydın Sezer, Okay Deprem, Hülya Arslan, Refet Kayakıran, Mehmet Doğan, M. Yıldırım Aktuğan, A. Baki Mert, Ömer Ak bulunuyor. Merkezin www.turkiyerusya.org adlı web sitesinde kuruluş ve faaliyet amaçları şöyle anlatıldı:
‘TEMEL AMAÇ TÜR-RUS İLİŞKİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ'
"TÜRAM'ın temel amacı, Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında var olan ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı sunabilecek, tayin edici bir araştırma merkezi olmasıdır. TÜRAM ayrıca; son zamanlarda yıpranan, zarar gören münasebetlerin olabildiğince ve en hızlı şekilde onarılması misyonunu da kendine yüklemektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesini teminen TÜRAM, kendi kadroları tarafından çok katmanlı ve zengin ilişkiler düzlemine ait her bir bileşene dair ayrıntılı, gerçekçi ve nesnel araştırmalar yapacak, yaptıracak, farklı türde süreli ve süresiz yayınlar çıkartacak ve sempozyum, panel, çalıştay benzeri etkinlikler organize edecektir. TÜRAM, Rusya ve Türkiye toplumlarının birbiriyle ilintili ve temasta bulundukları bütün etkileşim eksenlerinde öncü yaklaşım biçimleri geliştirecek ve kamuoyu oluşturacaktır. TÜRAM, farklı siyasal ve sosyal geleneklerden gelen uzmanlarla da işbirliği yapacak ancak, asla belirli bir dünya görüşünün taşıyıcısı ve sözcüsü konumunda olmayacaktır."
TÜRAM'ın kurucularından Moskova'da da görev yapmış gazeteci Cenk Başlamış konuyla ilgili Sputnik'e yaptığı açıklamada, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Türkiye ile Rusya arasında hemen her alanda bir yakınlaşma sağlandığını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerin özellikle insani alanda biraz yüzeysel kaldığını ifade eden Başlamış, iki tarafın da birbirini çok iyi tanıma fırsatı elde edemediğini söyledi.
‘SADECE RUSYA ODAKLI DÜŞÜNCE KURULUŞU OLMAMASI EKSİKTİ'
Türk-Rus ilişkilerinin yakınlaşmasına rağmen iki ülke ilişkilerini yakından izleyenlerin bir şeyin eksikliğini hep hissettiklerini anlatan Başlamış, bu eksikliğin de Türkiye'de sadece Rusya'ya yönelik, Türk-Rus ilişkilerine odaklanan bir düşence kuruluşunun bulunmaması olduğunu kaydetti. Başlamış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle son uçak olayı da gösterdi ki böyle kriz dönemlerinde ya da kriz dönemlerinde de bir sağduyunun sesi diyebileceğim, biraz daha soğukkanlı biraz daha temkinli, yangına körükle gitmeyen, daha sağduyulu, daha olgun değerlendirmeler yapılması gerekiyor. Böyle iki ülke arasında sorun çıktığı zaman biliyoruz ki, özellikle Türk tarafı için söylüyorum, bir bakıyorsunuz herkes Rusya uzmanı kesilmiş, herkes Rusya'yı, Türk-Rus ilişkilerini biliyor ve her kafadan bir ses çıkmaya başlıyor. Rusya'yı örnek olarak söyledim. Bu, Türkiye-AB ilişkileri için de geçerli. Bir kriz çıktığı zaman herkes AB ile ilgili olarak yorumlarda bulunuyor. Fakat bu meselelere yani Türk-Rus ilişkilerine bir şekilde kendini adamış, kaderini bağlamış ya da bu yönde çok uzun süre çalışmış insanlar var. Bu insanların sesinin duyulması gerekiyor.
‘UÇAK KRİZİ BÖYLE BİR KURULUŞUN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYDU'
Burada amaç, suçlu o taraftır, bu taraftır, o yanlış, bu yanlış, bundan çekinerek bir adım geri çekilerek, daha dışarıdan bakmaya çalışmak, mümkün olduğu kadar tarafsız bir şekilde, sorun neyse, bu sorunu tespit etmeye çalışmak. Ama bunu sadece şöyle düşünmek yanlış olur. Uçak olayı oldu, böyle bir düşünce kuruluşu kurulmaya karar verildi. Hayır. Bunun daha önceden yapılması gerekiyordu aslında krizle doğrudan bir ilgisi yok. İlla bu düşünce kuruluşunun bir ürün çıkarması için ortada bir kriz olması gerekmiyor. Türkiye ile Rusya ilişkileri iyiyken de bu düşünce kuruluşu ilişkilerin daha yakınlaşması daha iyi olabilmesi için çaba gösterebilir. Uçak olayının burada oynadığı rol şu oldu. Artık böyle bir düşünce kuruluşunun kurulması acil ve çok önemli. Bu bunu kanıtladı sadece."
‘İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİNE DÜŞÜNSEL KATKI VERMEK İSTİYORUZ'
Cenk Başlamış, TÜRAM'ın faaliyetleriyle ilgili bilgi verirken de, daha önce sayısı çok olmamakla beraber benzer denemelerin olduğunu ancak çok yol almayı başaramadıklarını söyledi. Öncelikle 'kalıcı olmayı' ve iki tarafta da bu kuruluşun adını duyurmayı hedeflediklerini vurgulayan Başlamış, bir düşünce kuruluşu hangi alanda faaliyet gösterirse onu yapacaklarını söyledi. Başlamış, "Bu toplantı, konferans, panel olabilir, karşılıklı ziyaretler, Rusya'dan Türkiye'ye bu konularla ilgilenen uzmanların, akademisyenlerin davet edilmesi olabilir. Türkiye'de Rusya ile ilgili insanların özellikle akademisyenlerin seslerini çok fazla duyamadığımız akademisyenlerin Türk-Rus ilişkilerine ilişkin yazıları, raporları, değerlendirmeleri olabilir. Yine Türk-Rus ilişkilerini yakından izleyen ve kamuoyunda da tanınan kişilerle yapılacak görüşmeler, ufuk açıcı görüşmeler olabilir. Ya da Türkiye'de Rus algısı, Rusya algısı, yaşananlar, bunları tespit edecek anketler yoluyla olabilir. Yani hiçbir tarafın etkisi altında kalmadan, mümkün olduğu kadar birkaç adım geriye çekilerek bu alanda düşünsel katkımızı vermeye çalışacağız" diye konuştu.
AYDIN SEZER: KRİZ BULUTLARANIN DAĞILMASINA YÖNELİK ÇALIŞILACAK
Eski Moskova Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Aydın Sezer, Sputnik'e yaptığı açıklamada, uçak krizinden sonra Türkiye ile Rusya arasında yaşanan siyasi gerginliğin her iki ülkede de iş ve toplumsal hayatta insan boyutunu ilgilendiren birtakım olumsuz gelişmeleri de beraberinde getirdiğini söyledi. Türkiye'de ihracat, turizm, inşaat gibi birçok ekonomik sektörde Rus krizinin etkilerinin yaşandığını vurgulayan Sezer, "Rusya'da da özellikle Türkiye'ye yönelik ambargolar nedeniyle benzeri boyut da olmasa da bir rahatsızlık yaşandığını biliyoruz. Bizim amacımız özellikle iki ülke arasındaki iktisadi ve ekonomik çıkarların, karşılıklı çıkarların her iki ülke için hayati derecede önem arz ettiği bilinci ile cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yakın dostluk ve işbirliği içerisinde yaşayan bu iki ülke arasında bu kriz bulutlarının dağılmasını sağlayacak birtakım faaliyetler yapmayı düşünüyoruz. Bunu yaparken de iki ülkedeki karar vericilerin, politikacıların bir ölçüde medyanın birbirlerini daha iyi anlamalarına, daha sağduyuyla yaklaşmalarına olanak sağlamaya çalışacağız. Temel kuruluş amacımız bu" diye konuştu.
TÜRAM'ın kurucuları arasında hem Rusya'da yaşamış çalışmış olan medya mensubu, iş adamı olanların hem de Türk-Rus ilişkilerinin dostluk temelinde gelişmesine önem veren kişilerin olduğunu belirten Sezer, ayrıca isimleri açıklanmayan arka planda kalmayı tercih eden ama destek vereceklerini belirten çevrelerin de olduğunu söyledi. Aydın Sezer, TÜRAM olarak yapacakları ilk faaliyetin uçak krizinden sonra Türk toplumundaki Türk-Rus ilişkileriyle ilgili yaşanan algının kamuoyundaki yansımasını ölçmeye çalışacaklarını söyledi. Sezer, konuyla ilgili bir araştırma şirketiyle de görüştüklerini en kısa sürede böyle bir çalışmayı kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.