İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin yargılamayla ilgili ayrıntılı açıklamalar yapıldığı vurgulandı.
İddianamede, sözde ‘Kudüs ordusu terör örgütü' soruşturmasını yürüten ve davalarda sanık konumuna düşen kişilerin, soruşturma kılıfı altında uydurma gerekçe, sahte delil ve ihbarlarla Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yönetici ve mensupları ile sivil toplum kuruluşu mahiyetindeki İnsani Yardım Vakfı (İHH) yönetici ve çalışanlarının telefonlarını dinlemek suretiyle terörle irtibatlandırmaya çalıştıklarının tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, ‘soruşturmanın başlatılma sebebi; İHH'nın İsrail tarafından uygulanan abluka nedeniyle Gazze'ye Mavi Marmara adında yardım gemisi gönderme kararı alması, aynı tarihlerde Emre Taner'den boşalan MİT Müsteşarlığı'na Hakan Fidan'ın atanması ve siyasi irade tarafından 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adı altında barış sürecini yürütmekle görevlendirilmesidir' ifadeleri yer aldı.
‘SANIKLARIN, FETÖ ADINA HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞTIKLARI ANLAŞILDI'
İddianamede, 3 yıl 7 ay süren sözde, ‘Kudüs ordusu terör örgütü' soruşturmasını yürüten sanıkların, terörle ilgili hiçbir delil bulamayınca sahte gizli tanık, sahte ihbar ve istihbari yazışmalar yoluyla delil ürettikleri, bu kapsamda dosyaya bilinçli olarak PKK/KCK, El-Kaide, DHKP/C, MKP terör örgütleri ve uyuşturucu ticareti soruşturmalarıyla ilgili evraklarını koyarak, mağdur ve müştekileri bu örgütlerle irtibatlandırma yoluna gittikleri öne sürüldü.
Sanıkların amacının, planladıkları gözaltı işlemlerinden sonra irtibat bulunduğu gerekçesiyle bu terör örgütü ve uyuşturucu madde ticaretine ilişkin soruşturma dosyalarını ‘Kudüs ordusu terör örgütü' soruşturma dosyasıyla birleştirme olduğunun ifade edildiği iddianamede, ‘MİT'in İHH aracılığıyla El-Kaide ve El-Nusra terör örgütlerini desteklediği, bu örgütlere silah yardımında bulunduğu' kurgusu üzerinden, ‘Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör örgütlerine yardım ettiği' algısı oluşturmak maksadıyla 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak 2014'te de Adana'nın Ceyhan ilçesinde MİT'e ait yardım tırlarının aranması eylemlerinin, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) terör örgütü içinde yer aldığı tespit edilen sanıklar tarafından gerçekleştirildiği, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapamaz hale getirmeye çalıştıklarının anlaşıldığı belirtildi.
NE CEZA İSTENİYOR?
İddianamede, soruşturma kapsamında 29 Kasım 2015'de tutuklanmalarına karar verilen şüpheliler Hamza Celepoğlu ve Burhanettin Cihangiroğlu'nun, ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklamak' suçundan ise müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Şüphelilerin ayrıca ‘silahlı örgüt kurmak veya yönetmek' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla ve ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek' suçundan da 15 yıldan 20 yıla olmak üzere toplam 30 yıldan 42 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması da istenen iddianamede, şüphelilerin istenen cezalar nedeniyle tutuklanmalarına karar verilmesi de talep edildi.
Yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye sevk edilen Celepoğlu ve Cihangiroğlu ile dönemin Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral İbrahim Aydın, mahkeme sorgularının ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Başsavcılığın, İbrahim Aydın ile ilgili soruşturmaya devam ettiği öğrenildi.