CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Almanya'nın başkenti Berlin'e geldi. Deutsche Welle Türkçe'den Özlem Coşkun'a özel mülakat veren Kılıçdaroğlu, Türkiye'de dokunulmazlıkların kaldırılması, vize muafiyeti, ifade özgürlüğü ve erken seçim ihtimallerini değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu Başkanlık tartışmaları çerçevesinde ‘başkanlık sistemini bu ülkede kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz' açıklamasıyla ilgili hakkında açılan soruşturmaya da değinerek, "Demokrasiye karşı olanların geleneklerinde kan dökme geleneği vardır. Bu uyarıyı yapmak istedim. Soruşturma açarak bizi korkutacağını sanıyor, ama biz dedik ki ‘demokrasi konusunda sonuna kadar mücadele edeceğiz. Savcı değil, Erdoğan değil, kim olursa olsun" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun verdiği mülakatın ilgili kısmı şöyle:
Sayın Kılıçdaroğlu yoğun bir Türkiye gündemiyle Berlin'desiniz. Kuşkusuz şu anda gündemin en güncel konusu hakkınızda açılan soruşturma, öncelikle bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ve soruşturmaya konu olan ‘başkanlık sistemini bu ülkede kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz' açıklamasıyla tam olarak ne kastettiniz?
Tam demokrasiyi getirmenin bir bedeli vardır ve insanlar demokrasiyi getirmek için bedel ödemeye hazır olmalılar. Biz demokrasiyi savunacağız. Onlar demokrasiyi getirmemek için mücadele edecekler. Demokrasiye karşı olanların geleneklerinde kan dökme geleneği vardır. İlgili açıklamayla bu uyarıyı yapmak istedim.
Peki hakkınızda açılan soruşturma ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Savcı doğal olarak Erdoğan'ın emrinde, bir Cumhuriyet savcısı değil. Bir Erdoğan savcısı. Soruşturma açarak bizi korkutacağını sanıyor, ama biz dedik ki "demokrasi konusunda sonuna kadar mücadele edeceğiz." Savcı değil, Erdoğan değil, kim olursa olsun.
Almanya'daki temaslarınızda hangi konular öne çıktı?
Mülteci konusu, Türkiye'deki dokunulmazlıklar konusu ağırlıklı olarak gündeme geldi.
Kuşkusuz Almanya, Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasında önemli rol oynayan bir ülke. Merkel'in bu konuda izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle Türkiye ile Almanya arasında yapılan sözleşmeyi doğru bulmuyoruz. İnsan hayatı pazarlık konusu olamaz. Bu ister mülteci olur ya da herhangi bir ülkenin yurttaşı olur. Bunu doğru bulmadığımızı pek çok çevrede izah ettim.
AB ile vize muafiyeti konusundaki düşünceleriniz neler? Bu hususta bir uzlaşmaya varılacağına inanıyor musunuz?
Kılıçdaroğlu:1963 yılından bu yana Türkiye AB'ye tam üyelik için sırada bekliyor. Vize muafiyeti Türkiye'de halkın beklediği bir muafiyet. Bunun pazarlık konusu yapılmasına karşıyız. Elbette ki AB, insanları konusunda, demokrasi konusunda, medya özgürlüğü konusunda bizim standartlarımızı tutturun diyebilir. Bu standartlara uyun diyebilir. Bunu söyleyebilir; söylemeye hakları da var. Aslında bunları biz de savunuyoruz. Ama bunu getirip vize muafiyetine bağlamayı doğru bulmuyorum.
Avrupa'da ‘Türkiye'nin büyük bir kesimi vize muafiyeti beklerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tutumu buna ters düşüyor' şeklinde bir algı var. Erdoğan terörle mücadele yasasının değiştirilmesine karşı. Peki, CHP'nin bu konudaki tutumu nedir?
Almanya'da görüştüğümüz bütün siyasiler, bir ülkenin terörle mücadele etmesinin onun en doğal hakkı olduğunu söylüyorlar. Terörle mücadele konusunda kimsenin bir tereddüdü yok. Ama terörle mücadele edeceğim diye aydınları hapse atarsanız, gazetecileri hapse atarsanız, akademisyenleri hapse atarsanız bu doğru değil. Düşünceyi açıklama özgürlüğü sonuna kadar olmalı, gazeteciler doğru haber yaptılar diye hapse atılmamalı, medya özgürlüğü kısıtlanmamalı. Eğer siz bunları terör bağlamında alır, ben bunları kısıtlıyorum derseniz samimi olmadığınız ortaya çıkar. Terörle mücadeleye evet; ama insan haklarına da evet, yargının bağımsızlığına da evet, demokrasiye de evet, medya özgürlüğüne de evet. Çünkü bir ülkenin medyası özgür değilse o ülkenin halkı da özgür değildir.
Türkiye iç siyasetine dönecek olursak, CHP'nin dokunulmazlıklar konusundaki yaklaşımı çok eleştiri aldı. Bu eleştirilere yanıtınız nedir? Aynı zamanda Türkiye'de başbakan da değişiyor. Davutoğlu'nun istifası konusunda ne düşünüyorsunuz?
Önce dokunulmazlıklara kısaca değineyim. Dokunulmazlıklar konusunda CHP'nin programında şöyle yazar: 'Kürsü dokunulmazlığı hariç, dokunulmazlıkların kalkması lazım. Biz bunu savunuyoruz. AKP bu konuda samimi değil. Neden samimi değil? Çünkü dokunulmazlıkları kaldırmak için bir anayasal değişiklik yapmaya gerek yok. Parlamentoda yeterli sayıda milletvekili var. Arzu ederse iki saat içinde herhangi bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilir. Dolayısıyla samimi bir tavır değil.