Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa ve başkanlık sistemine geçme ısrarı büyük tartışmalara yol açıyor. Amerikan tipi, Fransız tipi derken, 'Cumhurbaşkanı sistemi', 'partili cumhurbaşkanlığı' gibi mefhumlar ortaya atıldı. Ancak Türkiye'de önerilmekte olan sistemin içeriğinin ne olduğu meçhul görünüyor.
'KÖR DÖĞÜŞÜ YAPIYORUZ'
'BİZ NEYE GEÇECEĞİZ?'
'Partili Cumhurbaşkanı' mefhumunun 1924 Anayasası'nda olduğunu ancak bunu çok partili siyasal yaşama geçmenin başında söz konusu edildiğini ve statü açısından farklar olduğunu anlatan Uzeltürk, "Türkiye bundan elli yıl önce sorunlu gördüğü için daha demokratik sisteme geçmek için vazgeçti. Bizde ilk kez 1961 yasasıyla anayasal olarak ‘tarafsız cumhurbaşkanı'na geçildi. Daha öncesinde Celal Bayar bile partiden ayrılmıştı. Taraflı Cumhurbaşkanının yaşayarak hatalarını gördü" vurgusu yaptı.
‘YARI BAŞKANLIĞIN SAKINCALARI'
Siyasal rejimlerin öyle ha deyince çevrilecek modeller olmadığının altını çizen Prof. Uzeltürk, yarı başkanlık sistemi olarak Fransa örneğini verdi. Fransa'da yarı başkanlık rejimine ‘sömürgelerle ilgili güçlü devlet ihtiyacı ile' geçildiğini anlatan Uzeltürk, sakıncalarına şöyle dikkat çekti:
'YARGI SINIRLANDIRMIYORSA SAĞLIKLI İŞLEMEZ'
Uzeltürk'e göre demokratik tecrübeniz yoksa ve yargı iktidarı sınırlandırmıyorsa, hiçbir siyasal rejimin sağlıklı işlemesi mümkün değil: "İster başkanlık ister yarı başkanlık hiç fark etmez, yargı sağlıklı işlemiyorsa işlemez. Fren mekanizmalarına bakacaksınız. Ben Türkiye bakımında bir risk teşkil edeceği kanaatindeyim."
'ANTİ DEMOKRATİK İKİ GÜÇLER BİRLİĞİ MODELİ: OSMANLI VE İTALYA'
"Biri monarşiler için Osmanlıdır, bütün iktidar padişahta toplanmıştır; diğeri de Cumhuriyet olarak İtalya'yı gösterir. Orada da iktidar tek elde toplanmıştır. Bu o kadar nettir. Osmanlı'da hiçbir zaman kuvvetler ayrılığı 1876'ya kadar olmamıştı. Güçler birliği vardır. O yüzden de başkanlık rejimi yoktur. Çünkü başkanlık rejimi kuvvetlerin ters ayrımına, yasamanın yürütmeye müdahale etmemesine, onun seçimine katılmamasına, onun fonksiyonuna denetlenmemesine, üzerinde güç kullanılmamasına ilişkin bir modeldir. Bize uygundur dedikleri eğer Padişahın yasamayı yürütmeyi elinde topladığı modelse, bu kuvvetlerin ayrıldığı bir model değildir. Yürütmede kuvvetlerin birleştiği iki model var, biri geleneksel Osmanlı'da olduğu gibi diğeri de 20. ve 21. yy.'ın totaliter rejimleridir, o yüzden buradan demokrasi çıkmıyor. Bunu söylemek yanlıştır. Osmanlı'da hiç bir zaman başkanlık rejimi olmamıştır."
'CUMHURİYET DEMOKRATİK TEMELLERDE KURULDU'
'HÜKÜMET İSTİKRARSIZLIĞI DA YOK Kİ'