Rapor, Ankara'da Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıda konuşan TSBD Başkanvekili Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, TSBD olarak Soma maden faciasının doğallaştırılması karşısında onun toplumsal niteliğini ve siyasal eğilim ve uygulamalarla olan ilişkisini açıklamayı amaçladıklarını belirterek "Bu ülkenin sosyal bilimcileri olarak Soma'da yaşamını yitirmiş madencilerin yakınlarına karşı sorumluluğumuz var. Halen sert ve zor yaşam koşullarında hayatı üreten emekçilere karşı bir sorumluluğumuz var. Ve kamu vicdanının adalet beklenti ve talebi için sorumluluğumuz var. Bu doğrultuda Soma maden faciasını açıklamak için bir bilimsel ve hukuksal bir hat ortaya koymaya çalıştık ve bir rapor hazırladık" dedi.
'FACİANIN SORUMLULUĞU SADECE İŞVERENE YÜKLENEMEZ'
Soma faciasını sadece bir 'iş kazası' olarak görmenin uygun olmadığını vurgulayan Özdemir, "Soma maden faciasını teknik bir iş kazası olarak ele almak, faciayı Türkiye kapitalizminin ve parçası olduğu küresel ekonominin dışındaymış gibi ele almak tehdidi taşımaktadır. Fakat facia tam da kapitalist sistemin işleyişine dairdir" dedi.
Soma'da üretim zorlaması, taşeronlaşma, yasal ihlalleri, düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, sosyal hak kayıpları, sosyal güvencesizlik, denetim ve işçi sağlığı ve iş güvenliği eksiklikleri ve ihmalleri gibi boyutlar ayrı ayrı değil; bir bütünün bileşenleri olarak değerlendirilmesi gerektiğini de belirten Özdemir, "Olayda işçi hatasına odaklanılmaktadır. Oysa Soma maden faciasında işverenin üretim maliyetlerini düşürme ve verimi arttırma çabası göz ardı edilmektedir. İşveren, konu maliyetleri düşürmeye gelince yasalarca imkân verilen bu sistemin kanatları altında insan hayatını da muhasebeleştirme konusunda riske girmekte bir beis görmemiştir" dedi.
'İHMAL ÜÇGENİ: HÜKÜMET-ŞİRKET-SENDİKA'
"- Soma faciasının ardındaki en önemli neden 2000'li yıllarda ivme kazanan özelleştirme ve piyasalaştırma süreçleridir.
— Soma faciasına neden olan bir başka önemli etken de madenlerdeki ölümcül düzeyde güvencesiz çalışma koşullarına razı olacak kadar yoksullaşma sürecidir.
— Soma maden faciası madenlerdeki emek rejimi çerçevesinde açıklanabilir. Soma'daki faciayı ortaya çıkaran iş örgütlenmesi ve üretim süreci, üç boyutun (iktisadi, siyasi ve ideolojik) bir arada etkisiyle oluşan bir emek rejimi içerisinde gerçekleşmiştir.
— Soma faciasını hazırlayan üretim zorlaması, çalışma saatleri ve koşulları ile yönetim zihniyeti, var olan emek rejiminin yaşamsal baskı unsurlarıdır. Üretim zorlamasının, TKİ'den başlayacak şekilde, firmaya, firma yönetiminden, vardiya amirlerine ve mühendislere, dayıbaşılardan işçiye kadar uzanan bir silsile halinde, yukarıdan aşağıya doğru hiyerarşik bir temelde oluştuğu ve bu üretim baskının yeni risk faktörleri açığa çıkarmanın yanı sıra halihazırda çok tehlikeli ve yüksek risk taşıyan bir faaliyet olan kömür çıkarma işini, daha da riskli kıldığı görülmektedir. Madendeki üretim zorlaması, kar hırsı ve rekabetle ilgili olduğu kadar siyasi ihtiyaç ve ilişkiler ile de bağlantılıdır.
— Soma maden faciasında işçi sağlığı ve iş güvenliğini ihmal eden TKİ, şirket ve dayıbaşılıktan oluşan bir üçlü oluşum söz konusudur. Bu kapsamda, kâr odaklı, aşırı kapasite kullanımlarına dayalı, ucuz kömür üretimini hedefleyen, yüksek risk taşıyan, kuralsız, mühendislik bilim ve tekniğinden azade, ilkel iş aracılığı ve üretim yöntemleri ile gerçekleştirilen üretim ortamında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri de geri plana itilmiştir. Kazaya neden olan etmenler yapısal ve teknik düzeyde birbiriyle iç içe geçmiş bir görünüm sergilemektedir. Bu haliyle, esas itibarıyla alım garantili üretim, dayıbaşılık ve üretim zorlaması biçiminde açığa çıkan üretim ve çalıştırma stratejisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısında en büyük risk unsuru olarak belirmektedir. Maliyetleri alabildiğine düşürmeyi hedeflemiş olan bu üretim ve çalıştırma stratejisi, risklerin öngörülüp, en son teknoloji ile gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması sorumluluk ve gerekliliğini bir kenara bırakmıştır. Bilirkişi Raporu'nda da dikkat çekilen bu noktanın aynı zamanda, devletin bilgisi ve hatta teşviki altında yapıldığı da kaydedilmiştir.
— Soma maden faciasında bir başka oluşum ise hükümet, şirket ve sendika ilişkileri olarak ortaya çıkmaktadır. Şirket yönetimi hükümet ile yandaşlık, sendikayla ise hükmetme ilişkisi içinde yerel emek piyasasını ve iş ilişkilerini belirleyen bir niteliğe sahiptir. Bu oluşum sürecinde, kuralsız, her türlü denetimden arındırılmış bir üretim ortamında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri sistematik olarak ihmal edilmiştir."
'AİLELERDEN OLUMLU TEPKİ ALDIK'
Raporun mahkemeye sunulma süreciyle ilgili bilgi veren ve raporun hazırlanma sürecinde yer alan Coşku Çelik, madenci ailelerinin avukatlarının mahkemeye raporla ilgili bir sunuş yaptıklarını ifade ederken "Ailelerden gördüğümüz tepki gayet olumluydu. Gerçekten yaşadıklarının orada anlatıldığını onaylar nitelikte tepkiler aldık. Onun dışında rapordan daha önce haberi olmayan Somalı avukatlardan biri de Soma'da bu süreçlerin yaşandığını ve bunun mahkemede sunulmasının önemli olduğunu vurguladı" dedi.
'DAYIBAŞILIK SİSTEMİNE HUKUKİ KILIF BULUNDU'
Raporu hazırlayanlardan Çağrı Kaderoğlu da geçtiğimiz günlerde çıkan kiralık işçi yasasının yeni Soma facialarına yol açabileceğini ifade ederek "Dayıbaşılık sistemi zaten bir nevi kiralık işçiliğin fiili uygulaması olarak uygulamaya geçmişti. Şimdi ona hukuki kılıf bulundu. Biz bu raporda dayıbaşılık sistemini anlatırken en azından bunun hukuksuzluğuna, mafyatik ilişkilerle ortaya konma biçimine vurgu yaptık. Artık böyle bir şansımız da olmayacak, çünkü bunun hukuki kılıfı hazırlanmış durumunda" diye konuştu