Peki bu çağrı üzerine uluslararası toplum harekete geçecek mi? Daha önce Cizre ile ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi sivil toplum örgütleri tarafından yapılan çalışmalardan yararlanılması bekleniyor mu? Bugün Türkiye’nin güneydoğusunu araştıranlar, çalışmaları sırasında en çok hangi engellerle karşı karşıya kalıyor?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan şunları söyledi.
Biz, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Diyarbakır Barosu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Gündem Çocuk Derneği ile birlikte Cizre’de hem 3 Mart tarihinde hem de 5-6 Mart tarihlerinde incelemelerde bulunduk. Bu incelemelerimizi bir rapor haline getirdik ve Cizre Gözlem Raporumuzu yayınladık. Bu raporun İngilizcesi de, hem Birleşmiş Milletler’deki insan haklarıyla ilgilenen bölümlere hem de diğer diplomatik misyonlara iletildi.
Ayrıca Yüksek Komiser’in Cizre konusunda belirttiği sorunlarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılmış ve şu anda devam eden çok sayıda dava da var. Sivil insanların bina bodrumlarında öldürülmesi ile ilgili olarak bu konuyla ilgili bizim raporlarımızda da önemli tespitler var. Dolayısıyla biz de aynı çağrıyı Türkiye’de yapmıştık. Yani Cizre’deki sivillerin öldürülmesi ile ilgili etkili, tarafsız ve bağımsız soruşturma yapılması talebimiz bizim de mevcuttur. Dolayısıyla bu çağrıyı oldukça ciddiye almak gerekir.
Maalesef şu ana kadar Türkiye’de bu konuda henüz bir etkili soruşturma yürütülmedi. Ve Cizre’de 79 gün süren sokağa çıkma yasağında bu ihlallerin hepsi gerçekleştirildi. Dolayısıyla burada hem İnsanlığa karşı suç işlendi hem de bir savaş suçu işlendi. Bunu mutlaka soruşturulması gerekir.
BM Yüksek Komiseri ayrıca bağımsız soruşturma yürütecek ekibin Türkiye’yi engellenmeden gezebilmesine izin vermeye de çağırdı. Peki Siz kendi çalışmalarınızı yaparken engellerle karşı karşıya kalmış mıydınız?
Biz çalışma yaparken, Cizre’ye giriş-çıkışlarda heyetin durdurulması, zaman kaybedilmesi dışında bir engelle o zaman karşılaşmadık. Ama şunu söyleyeyim. Biz, örneğin, resmi makamlardan bu konuda hiçbir bilgi alamadık, yani resmi makamlar bu konuda herhangi bir bilgi vermediler. Cumhuriyet Savcılarına yapılan talepler konusunda Cumhuriyet Savcıları, olay yeri incelemesi yapmadı ve tanık dinleme ile ilgili talepleri karşılamadı.
Ayrıca bu raporlarımızı açıkladıktan sonra, özellikle bu raporlarımız medyada yer aldıktan sonra Cumhurbaşkanımızın eleştirilerine maruz kaldık, ‘bu örgütler niçin bu raporları hazırlıyor’, ‘bu raporları hazırlayan örgütler üzerine gidilsin’ tarzında açıklamalar, eleştiriler oldu. Bunlar, elbette ki her zaman karşılaşabileceğimiz hususlar. Buna rağmen biz olay yerine gittik ve bu incelemeleri gerçekleştirdik.