Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası 8. İş Sağlığı ve Güvenliği konferansında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
* Şüphesiz sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı insanın en temel haklarından biridir. İHO rakamlarına göre, halen bu konuda arzu edilen seviyenin oldukça altındayız. Tüm çalışmalara rağmen istenilen seviyede değiliz. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Bu sorunun ortaya çıkmasının nedeni, insana yönelik çarpık bakış açısıdır. Bir fabrikanın üretim sürecinde fabrika ile insanı aynı seviyede gören bir anlayışı ben asla kabul etmiyorum.
İŞ KAZALARININ AZALTILMASI
* İşçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak, işçiyi iş kazaları ve meslek hastalarından koruyacak önlemleri almayarak, kazanç olmaz. O kazanç bizim değerlerimizde haramdır. Bu kazanmak değil, çalmaktır. İşçinin hakkını gasp etmektir. Biz insana makine gibi ham madde, sermaye gibi salt bir üretim aracı olarak bakmayız, bakamayız. Bizim anlayışımızda insan homoekonomikus değildir. İş kazalarının azaltılması, can kayıplarının ve emek sömürüsünün önünü geçilmesi için öncelikle bu konuda kendimizi düzeltmeli; insanı merkeze alan bir anlayışı iş hayatına hakim kılmalıyız. İşçilerin de bu konuda hassasiyet göstermesi gerekir. İşçimiz çok basit nedenlerin arkasına sığınarak bu tedbirleri uygulamıyor. Hava sıcak diye bareti takmıyor mesela. Bu konuda işçi kardeşlerimizin kendilerini düşünmesi gerekiyor.
'EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZİ TERÖR PROPAGANDASI İÇİN KULLANIYORLAR'
* İnsanların acılarını kanatmaktan çekinmeyenler 1 Mayıs İşçi Bayramlarını da yakmanın, yıkmanın, sokakları terörize etmenin bir aracı haline getirmenin çabası içinde oldular. Ülkemizde yaşanan elim kazaları dahi istismar etmekten çekinmeyen bir kesimle karşılaşıyoruz. Emekçi kardeşlerimizin fedakarlıklarının gününü, terör propagandası yapmak için kullanan sendikalar var. Emekçileri kendilerine kalkan yaparak, polise saldırmanın işçi haklarıyla alakası olabilir mi? Terör örgütü flamalarıyla yollara dökülmenin işçi bayramıyla ne ilgisi olabilir? Bu tarz söylem ve eylemler, en çok da işçileri zor durumda bırakmaktadır.
'MAAŞLAR ENFLASYONUN ÜZERİNDE'
* Türkiye'de çok önemli reformları hayata geçirdik. İnsanla barışık bir büyümeyi kendimize rehber ettik. 14 sene ülkemizde asgari ücret 184 liraydı. En düşük memur maaşı 392 lirayken bugün en düşük memur maaşı 2 bin 395 liraya ulaştı. Bunlar idealdir demiyorum, sadece bir kıyaslama yapıyorum. Bundan önceki dönemlere baktığım zaman artan değil sürekli enflasyonun bitirdiği maaşlar varken, şimdi devamlı enflasyonun üzerinde maaşın olduğunu görüyorum. Buradan işverenlerimizie sesleniyorum: İşçinin alın terinden sömürerek kazanç elde etme anlayışından vazgeçin. İşçinin alın terinin hakkını vermek sizi daha kazançlı kılacaktır.
'BİR KİŞİ YANINIZA ALSANIZ BATAR MISINIZ?'
* TOBB'un üye sayısı bugün bir buçuk milyonu bulmuş durumda. Buradaki her üye, bir kişi işe alsa bir buçuk milyon işsize iş imkanı sağlamış oluruz. Bir kişiyi yanınıza aldığınız zaman batar mısınız? Aksine bereketlenir orası. Öldüğümüzde bu paralar bizimle gelmeyecek. Para bu dünyada kalacak. İnsanlara iş kapısı açalım.