Zaharova İzvestiya gazetesine verdiği röportajda, "Türk yönetimi Osmanlı İmparatorluğu'nun eski gücünü geri getirmek istiyormuş gibi bir izlenim bırakıyor. En azından Türk yönetimini politikasının tüm bileşenleri böyle bir tablo ortaya koyuyor" dedi. Zaharova, "Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz" ifadesini kullandı.
"Türkiye yönetiminin Kırım ve Suriye kriziyle ilgili politikalarını çok iyi biliyorduk. Buna rağmen Türkiye'yle aramızdaki farklılıkları müzakere masasında çözümlemek, bir uzlaşıya varmak ve Türk tarafıyla çalışmak için mümkün olan her şeyi yaptık" diye devam eden Zaharova'ya göre, Moskova, Türkiye hükümetinin politikalarına karşı 'çok uzun bir süre sabırlı davrandı.'
'HER YERDE YIKICI ROL OYNUYOR'
Nitekim Zaharova, "Ama Türk yönetimi hem Kırım hem Suriye hem göçmenler hem terörizm hem de kendi iç meselesinde, yani her yerde tamamen yıkıcı bir rol oynuyor" diye ekledi.
Ayrıca Zaharova'ya göre, Moskova—Ankara ilişkilerinde yakın zamanda değişim beklemenin anlamı yok: "Mesele, Rusya'nın tavrının değişip değişmemesinde değil. Ne yazık ki Ankara'nın tavrının yakın zamanda değişeceğini beklemeye değmez. Zira Ankara durumu 'körüklemeye' devam ediyor."
Bu nedenle tavrını değiştirmesi gerekenin Moskova değil Ankara olduğunu vurgulayan Zaharova, "Biz de ideal değiliz ama uluslararası toplumu endişelendiren konularda çalışmaya hazırız. Bunlara karşı nerede durduğumuzu açıklıyoruz. Bunun için de yasal yöntemler kullanıp yapıcı bir rol oynuyoruz."
Türkiye'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Zaharova, bu ülkede ifade özgürlüğüyle ilgili gelişmelerin 'modern dünya için kabul edilemez bir şey olduğuna' da değindi: "Türkiye'de insanlar küçücük bir eleştiride bulundukları ya da hicvettikleri için tutuklanıyor, korkutuluyor ya da sınır dışı ediliyorlar. Ankara daha da ileri gidip bu korku ve baskı politikasını Türkiye'de bulunan yabancı gazetecilere ve başka ülkelerde olan kişilere karşı da kullanmaya başladı."
'TÜRKİYE'NİN TÜM YAPTIKLARI YANINA KÂR KALIYOR'
Zaharova ayrıca "AB ve Türkiye'nin, göçmen anlaşmasını imzalaması ardından en apolitik kişilerin bile, bunun finansla ve kazanç sağlamakla ilgili (bir anlaşma) olduğuna dair hiçbir şüphesi kalmadı. Bu olup bitenler, Türkiye'nin, militanları desteklemesine, göçmenlerin kaderini kendi yararı için kötüye kullanmasına ve AB'ye şantaj yapmasına karşın cezasız kaldığına işaret ediyor."