Dudu, geçtiğimiz hafta Meclis Dışişleri Komisyonu'nda kabul edilen AB ile geri kabul anlaşmasının uygulanmasını öne çeken yasa tasarısına muhalefet şerhi düştü. Dudu, muhalefet şerhinde anlaşmayla Türkiye'nin düzensiz göçe karşı korumasız kalacağını belirterek "AB, kendisini düzensiz göçe karşı koruma altına alırken, Türk hükümeti varılan anlaşma ile sınırlarını tümüyle düzensiz göçe terk etmiş görünmektedir. Göçmen havuzuna dönmesi beklenen Türkiye, sınırlarının ve vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atarken, mali açıdan da büyük risk almaktadır" dedi.
Anlaşmayla AB'nin kendi sınırlarını ve güvenliğini teminat altına aldığını, ancak Türkiye'nin güvenlik taramasını yapmadan mültecileri aldığını, parmak izi alınmadan, mülakat yapılmadan mültecilerin Türkiye'ye kabul edildiğini vurgulayan Dudu, "Türkiye son dönemde tarihinin en büyük terör saldırılarını yaşamakta. Sadece son 8 ayda artık büyük kentlere taşan büyük terör saldırıları gerçekleşmekte. Hem PKK hem de IŞİD terör sarmalına giren Türkiye'de halk gergin, endişeli ve umutsuz. 20 Temmuz 2015 tarihli Suruç saldırısı, 17 Şubat 2016 tarihli Ankara Merasim Sokak, 11 Mayıs 2013 tarihli Reyhanlı saldırısı, 5 Haziran 2015 tarihli Diyarbakır saldırısı ve Cumhuriyet tarihinin en büyük kanlı saldırısı olan 10 Ekim 2015 tarihli Ankara Garı saldırılarını gerçekleştirenlerin hepsinin Suriye-Irak sınırından Türkiye'ye girmesi de hükümetin kendi halkının güvenliğini nasıl hiçe saydığının da kanıtıdır" dedi.
2015 yılında 1 milyona yakın düzensiz göçmenin Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine geçiş yaptığını, bunların yüzde 56'sını Suriyeliler, yüzde 24'ünü Afganlar, yüzde 10'unu Iraklılar'ın oluşturduğunu kaydeden Dudu, "Göçmenlerin sadece 800 bine yakını da Yunan adalarından Avrupa'ya geçmiştir. Avrupa Birliği ile imzalanan geri kabul anlaşmasının Türk ulusal çıkarlarına uygun bulmuyoruz" ifadelerine yer verdi.
Dudu, Sputnik'e yaptığı açıklamada da anlaşmayla Türkiye'nin ‘tam bir mülteci kampına dönüşeceğini' ifade ederken "Bu anlaşma tam uygulansa bile AB'nin kabul edeceği mülteci sayısı bu anlaşmada 72 binle sınırlandırılmış durumda. Türkiye'de de şu anda 3 milyon mülteci var. Demek ki bu 3 milyon mülteci burada kalacak" dedi.
Türkiye'nin vize serbestisi ve AB'den Suriyeli göçmenler için harcanmak üzere gelecek 6 milyar euro karşılığında geri kabul anlaşmasını kabul ettiğini ifade eden Dudu, Başbakan Davutoğlu'nun AB'den gelecek 6 milyar Euro konusunu ‘Kayseri pazarlığı' olarak nitelendirdiğini anımsatarak şöyle konuştu:
"İnsan hayatı, insanların geleceği söz konusu, bir Kayseri pazarlığından söz ediliyor. Ama burada da ilginç bir durum var. Türkiye, 3 milyon mülteci için 6 milyar euro'yu kabul etti. Almanya'da 800 bin Suriyeli göçmen var, Almanya bu 800 bin kişiye geçen yıl 26 milyar euro harcamış. 800 bin kişiye 26 milyar euro harcanmış, 3 milyon mülteciye karşı Türkiye'ye 6 milyar euro veriyorlar, onu da verirlerse. Gerçekten hiçbir şekilde Türkiye'nin çıkarlarına hizmet etmeyen, etmeyecek bir anlaşmadır bu."
‘VİZE SERBESTİSİ BU BEDELİN KARŞILIĞI OLABİLECEK BİR ŞEY DEĞİL'
Vize serbestisi konusunda AB'nin şart koştuğu 72 kriterin karşılanamadığına da dikkat çeken Dudu, "Vizesiz Avrupa'yı ben pek mümkün görmüyorum. İmzalanan anlaşma ortada. Bu anlaşmaya göre bunu vereceklerini sanmıyorum. Kaldı ki başta Fransa olmak üzere birçok AB ülkesinin bu konuda olumsuz açıklamaları var. Vize serbestisi verilse bile, vize serbestisi bu bedelin karşılığı olabilecek bir şey değil, asla değil" diye konuştu.