Gazetecilerin sınırdan içeri bırakılmadığını belirten Yeşiller Grup Eş Başkanı Katrin Göring Eckardt, "Yabancı devlet adamlarına hakaret cezasını düzenleyen 103. maddeyi kaldıralım. Düşünce ve basın özgürlüğü için açık tavır alalım" dedi.
Hürriyet'ten Celal Özcan'ın haberine göre, Eckardt, Başbakan Angela Merkel'i Türkiye ziyaretinde bu konuları gündeme getirmediği için eleştirdi.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) adına konuşan Dorothee Schlegel ise, "Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğü acıklı bir durumda. Gelişmeler endişe verici. Gazeteciler üzerine kara listelerin demokrasilerde işi yok" dedi.
Türkiye'nin 10 yıldır sürdürdüğü demokratikleşme sürecinin geriye gitmeye başladığını uyaran Schlegel, Türkiye'ye AB kapısının kapatılmasının yanlış olduğunu vurguladı. SPD adına konuşan Alman-Türk Parlamenter Grubu Başkanı Michelle Müntefering de gelişmeleri ‘endişe verici' bulduğunu söyledi.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) grubu adına konuşan Elisabeth Motschmann da Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğünün yerlerde süründüğünü söyledi.
Türkiye'nin stratejik önemini vurgulayan Motschmann, basın, düşünce, inanç özgürlüğü güvence altında olmadan Türkiye'nin AB üyesi olamayacağını belirtti.
‘TÜRKİYE HALEN DEMOKRATİK BİR ÜLKE'
CDU'dan Matern von Marschall Türkiye'nin 3 milyona yakın Suriyeli mülteci aldığı için teşekkürü hak ettiğini söylerken, Andreas Nick ise "Türkiye halen demokratik bir ülke ve biz öyle de kalmasını istiyoruz. Basın özgürlüğü ve yargının bağımsızlığı pazarlık konusu yapılamaz. Müzakerelerde 23 ve 24. fasılların açılması bu konuda Türkiye'deki gelişmeleri olumlu etkilemede imkanımızı artıracaktır. Türkiye bizim için önemli stratejik partner olarak kalacaktır" diye konuştu.
Sol Parti Grup Eş başkanı Dietmar Bartsch, "Alman gazeteci Volker Schwenk, Türkiye'de 10 saati aşkın havaalanında gözaltında tutuldu. Cumhurbaşkanına karşı hakaretten 2 bin kişi hakkında Türkiye'de soruşturma yürüyor. Bu bir skandal" dedi.
Türkiye'de basın özgürlüğündeki gelişmelerden Alman hükümetini sorumlu tutan Sol Partili Sevim Dağdelen ise mülteci sözleşmesinin Türkiye'yi bu konuda cesaretlendirdiğini savundu.
Basın özgürlüğünün, demokrasinin ana gıdası olduğunu belirten Claudia Roth da Türkiye'de gazetecilerin sistematik olarak baskı yaşadığını söyledi. CSU Grubu adına konuşan Hans Peter Uhl ise Yeşiller'i hedef göstererek, "Sizin Dışişleri Bakanınız Fischer'e kalsaydı, şimdi Türkiye çoktan AB üyesi olacaktı" diye eleştirdi.
‘TÜRKİYE KARA LİSTE YOK DİYORSA…'
Türkiye'de gazeteciler üzerine bir kara listesi olduğu tartışması hükümetin basın toplantısında da gündeme geldi. Hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Başbakan Angela Merkel'in Gaziantep gezisinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla görüşmesinde hem SWR muhabiri Schwenk olayını hem akreditasyonu yapılmayan öteki Alman gazetecilerin durumunu gündeme getirdiğini söyledi.
"Böyle bir liste var mı diye Ankara'ya sordunuz mu" sorusuna Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Martin Schaefer, "Eğer Türk hükümeti, ‘Böyle bir kara liste yok' diyorsa, bu durumda bizim için böyle bir listeyi talep etmek zor" yanıtını verdi.