Kimyasal silahların terör örgütleri tarafından kullanılma ihtimali ne kadar yüksek? Kimyasal silahların imha sürecinde en çok hangi sorunlarla karşı karşıya kalınıyor? OPCW’nun diğer uluslararası örgütlerle işbirliği, özellikle Suriye konusunda nasıl gelişiyor?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan OPCW Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, şunları söyledi:
Evet, bu planlı bir ziyaret. Her iki yılda bir Rusya’daki bir kimyasal silahların imha tesisini İcra Konseyi üyeleri ziyaret ediyorlar, ben de Genel Direktör olarak onlara refakat ediyorum. Her gelişimizde de Moskova’da üst düzey hükümet üyeleri veya parlamento, komisyonlar gibi kurumları da ziyaret edip onlarla istişarelerde bulunuyoruz. Bu ziyaretler bizim açımızdan son derece önem taşıyor. Bu vesilelerle kimyasal silahların imhasında gelinen aşamayı birlikte değerlendiriyoruz. Aynı zamanda önümüzdeki dönemde daha fazla neler yapılabileceği hususunda da görüş alışverişinde bulunuyoruz. Bu meyanda kimyasal silahların yeniden kullanılmaması, özellikle teröristler tarafından kullanılmaması bizim açımızdan öncelik taşıyor.
Rusya’nın kimyasal silahların imha sürecindeki çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rusya’nın çabaları çok başarılı oldu. Gelinen aşamada kimyasal silah stoklarının yüzde 93’ünü imha etmiş durumda. Bugüne kadar birçok imha tesisinin çalışmaları sona erdirildi ve kapatıldı. Geçen yıl Kasım ayında Maradıkovskiy tesisinin kapatılma törenine ben de katıldım. Şu anda Kizner’deki son tesis imha çalışmalarını sürdürüyor ve kalan stokların da yüzde 50’sini imha etmiş durumda. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu çalışmaların da sona erdirileceğini değerlendiriyoruz. Ve bunların hem süratle hem de güvenli bir şekilde bölgede yaşayan insanlara ve çevreye hiçbir zarar vermeden imha edilmesini takdirle karşılıyorum.
Suriye tarafından deklare edilen kimyasal silahların tamamı ülke dışına çıkartıldı ve imha edildi. Son imha çalışmaları da 2015 sonunda bitirildi. Dolayısıyla deklare edilen başka bir kimyasal silah yok. Üretim tesislerinden 11 tesis şu ana kadar sözleşme kurallarına göre imha edildi. Fakat halen ulaşılamayan bir tesis var. Ayrıca daha önce deklare edilmeyen ve Suriye Kuvvetleri’nin kontrolü altında olmayan topraklardaki başka bir tesis, “risin” gazı üretim tesisi, o da henüz imha edilmemiş. Suriye Hükümeti’nin kontrolü dışındaki topraklarda üçüncü bir tesis daha var. O üç tesisin de mümkün olan en kısa zamanda imha edilmesi öngörülüyor. Fakat şunu da unutmamak lazım: Bu tesislerde herhangi bir teçhizat yok. Yani bu tesisler, imha edilmese dahi kimyasal silah üretebilecek durumda değiller. Ama sözleşme gereği bunların mutlaka mümkün olan en kısa zamanda imha edilmesi gerekiyor.
Suriye’nin daha önce kimyasal silah üretim tesisi olarak kullandığı yerlerin DAEŞ tarafından kullanılması pek mümkün değil. Fakat DAEŞ’in kendi imkanlarıyla hardal gazı ürettiğinden şüpheleniliyor. Bunu küçük miktarlarda yapmak teknik açıdan mümkün. Şu ana kadar DAEŞ, ne kimyasal silah ürettiğine ne de kullandığına dair bir açıklamada bulundu. Fakat gerek Suriye’de, gerek Irak’ta DAEŞ’in kimyasal silah kullandığına dair kuvvetli işaretler ve şüpheler var. Bizim teknik uzmanlarımız hardal gazının kullanıldığını tespit ettiler. Fakat kimin kullandığına dair bir delil bulabilmiş değiller. Yalnız tanıkların ve bunlara ekspoze olan kişilerin söylediklerine göre bunları DAEŞ kullanmış.
Genel olarak dünyada kimyasal silahların imha süreci nasıl devam işliyor? Özellikle işaret etmek istediğiniz sorunlar var mı? Örneğin bazı ülkeler bilindiği üzere Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi’ne taraf değil.
Şu anda Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi’ne 192 ülke taraf ve geriye sadece dört ülke kaldı. Bunlar İsrail, Mısır, Güney Sudan ve Kuzey Kore. Bu ülkelerin de en kısa zamanda sözleşmeye taraf olacağını ümit ediyoruz. Fakat sözleşmeye taraf olan devletlerden kimyasal silah bulunduran sekiz ülkenin tamamı kimyasal silahlarını ya daha önce imha etti ya da halen imha ediyor. Bunlar arasında Rusya ve ABD en fazla stok bulunduran ülkeler ve önemli ilerleme kaydettiler. Fakat Irak’ta daha önceki rejimden kalan bazı kimyasal silahlar var. Bunların imhası için de teknik çalışmalar sürdürülüyor. Ayrıca Libya’da daha önceki rejimden kalan bazı kimyasal silahlar var. Bunların da güvenli bir şekilde imhası için teknik çalışmalar sürdürülüyor. Oradaki hükümet yeni kuruldu. Uluslararası toplum tarafından tanınan yeni hükümetle işbirliği içinde bunları da en kısa zamanda sonuçlandıracağımızı ümit ediyorum.
OPCW’nun özellikle Suriye konusunda diğer uluslararası örgütlerle işbirliği nasıl gelişiyor?
Biz Birleşmiş Milletler’le birlikte Suriye’deki silahların imha projesini gerçekleştirdik. Ve 2013-2014 yıllarında çok yakın bir işbirliğimiz oldu. Bundan sonraki dönemde ve içinde bulunduğumuz dönemde diğer Birleşmiş Milletler kuruluşları ve Birleşmiş Milletler dışındaki bazı örgütlerle de ilişkilerimizi yakınlaştırmaya ve işbirliğimizi arttırmaya çalışıyoruz. Bunun, uluslararası toplumun çıkarları bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle kimyasal terörizme karşı tek başına OPCW’nun başarılı olması mümkün değil. Ama İnterpol var, Birleşmiş Milletler sistemi içinde terörizmle mücadele amacıyla kurulmuş bazı komiteler var. Bunlarla ilişkilerimizi arttırıyoruz ve özellikle kimyasal terörizmin önlenmesi ve önlenemediği takdirde de bunlara en acil şekilde müdahale edilmesi bakımından bu çalışmaları etkin bir şekilde sonuçlandırmayı ümit ediyorum.