DİHA’nın haberine göre, Türkiye PEN Merkezi ile Kürt PEN Merkezi'nin, Uluslararası PEN'in desteğiyle Diyarbakır’da düzenlediği Barış Konferansı’nda konuşan Dündar, gazetecilere yönelik baskılara dikkat çekerek şunları söyledi:
"Savaş ortamında barışı konuşmak aynı zamanda yarını inşa etmek anlamına geliyor. Bu sabah İzmir'de bir gazeteci gözaltına alındı. O sırada DİHA'dan bir gazeteci tutuklandı. Bir Hollandalı gazeteci de sınır dışı edildi. Kürt coğrafyası bunlara alışık deniliyordu. Şimdi bu sirayet tüm ülkeye yayılmış durumda.
Türkiye basını savaş suçlusu. Uzun zamandır biz savaş suçu işliyoruz. Savaş suçu mahkemesi kurulduğunda birçok sarı basın kartı olan basın mensupları yargılanacak. Hiçbir dönemde hiçbir zaman savaş tantanası yapılmadı. Savaş yükseldikçe bu tantana da yükseldi. Ve barışın sesin duyamaz olduk. OHAL, sivil diktatöryal denetiminde savaş dili konuşuldu.”
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘alkış almak’ için basılan gazeteler olduğuna dikkat çeken Dündar, şöyle devam etti:
“İktidar medya kenetlemesi olarak görüldü. Bugün Türkiye'nin en büyük medya patronu Erdoğan olduğunu söyleyebiliriz. Sadece onun dilini konuşmak ve alkış sesini çıkarmak için çıkan basılan gazeteler var. Yüzde 90'nı aşan bir medya bloğu var.
'MEDYA, DEVLETİN SUÇLARINI ÖRTBAS EDİYOR'
Surlu bir yurttaş Sur'da yaşadığını ve TV'de gördüğü yalan karşısında çıldırıyordur. Yasama, yürütme, yargı ve medya olarak var aslında. Bazen medya devletin suçlarını örtbas ediliyor, bazen alkış tutuyor iktidara, bazen tetikçi olarak görmek mümkün. Buna karşı duran vicdan sahibi gazeteciler de var. Bunların sayıları az, birliktelik az oluyor. Bundan dolayı barış gazeteciliği tam gelişmiyor.”