Grup adına açıklamayı okuyan Dilan Taşdemir, Avrupa Birliği'nin (AB) dünyanın en zengin siyasi bloğu olmasına rağmen sığınmacıların yaşadığı zorluklara karşı tutarlı, insani ve haklara karşı saygılı bir cevap vermediğini söyledi.
Dünyanın en hassas durumundaki insanların bazılarının haklarını ve onurunu pazarlık konusu eden AB'nin bir yanlış içinde olduğunu kaydeden Taşdemir, "Bu ay içerisinde yürürlüğe giren AB-Türkiye göç anlaşması kapsamında, 'mülteciye mülteci takası' gibi hem tehlikeli hem de insanlık dışı bir yöntemle çözüm arayışına girmiştir. Avrupalı liderler, AB'ye doğru hareket eden mülteci ve sığınmacıları durdurmak için Türkiye'yi sınır bekçisi olarak kullanma niyetini asla gizlememiştir" ifadelerini kullandı.
'AB İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ KÖRÜKLÜYOR'
"AB kendi dışı sınırlarını kapatmaya yönelik tutumlarıyla da insan hakları ihlallerini körüklemektedir. Sınırlara tel örgüler dikilerek, mülteciler kötü muameleye ve tehlikeli deniz yolculuklarına itilmiştir. En son Makedonya sınırının da kapatılmasıyla birlikte, 46 binden fazla mülteci ve sığınmacı Yunanistan'da ağır şartlar altında, sürekli bir korku ve belirsizlik halinde sıkışmış durumdadır."
Taşdemir, AB'ye ve uluslararası topluma seslenerek, "Bu felaketin çözümü için derhal sorumluluklarınızı üstlenmeli, hem insani hem de finansal destek sağlayarak daha fazla sayıda mülteciyi yeniden yerleştirmelisiniz. Mülteciler için güvenli ve yasal yollar açılmalıdır" şeklinde konuştu.