Çocukların, Çocuk Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, 23 Nisan 1920'de açılan TBMM'nin ilk başkanı, Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı, Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal'i ve silah arkadaşlarını da rahmetle tazim ettiğini belirtti.
'YIL BİTMEDEN ÇANAKKALE'YE GÖTÜRELİM'
Çocuklara, "Çanakkale Şehitliğini ziyaret eden var mı?" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 çocuğun parmak kaldırması üzerine, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya dönerek, "Nabi Bey, biz bu çocuklarımızın tespitini yapıp, demek ki bu okullar hiç gitmemiş, hemen biz bu yavrularımızın okullarını planlayalım ve süratle onları bu yıl bitmeden Çanakkale'ye götürelim." dedi. "Nasıl, iyi mi?" diye soran Erdoğan'a çocuklar, "iyi" karşılığını verdi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ SORUSU
Sincan Hacı Bektaş-ı Veli Ortaokulu öğrencisi 11 yaşındaki Başak Tahan ise başkanlık sistemine ilişkin soru üzerine, "Bunlarda, Sayın Cumhurbaşkanımız gerekeni yapıyor. O nedenle bunu tartışmak bana düşmez" dedi.
'CUMHURBAŞKANIMIZ TAM BİR ENSAR'
Tahan, Türkiye'deki Suriyeli çocukların eğitimiyle ilgili çalışmalarının olup olmadığına dair soruya Başak Tahan, "Kesinlikle. Eğitim şarttır ülkemizde. Gelen mültecilere de ülkemizi paylaşabiliriz. Onlara da ücretsiz okullar, evler kurabiliriz. Böylelikle hem büyüyünce daha iyi bir mesleğe sahip olurlar hem de ülkemizi onlarla paylaşmış oluruz" yanıtını verdi. Erdoğan ise Tahan'ın bu cevabı üzerine "Gördüğünüz gibi cumhurbaşkanımız tam ensar, paylaşımcı" ifadelerini kullandı.
'ŞEHİT ÇOCUKLARI BİZE EMANET'
Misafir ettiği çocukların sorularını alan Erdoğan'a, Necip Can Köroğlu ismindeki öğrenci, "Ülkemizde terör olayları oluyor, terörü bitirmek için ne gibi şeyler yapmaya çalışıyorsunuz?" sözlerinin ardından, ağlamaya başladı.
'Teröristlerle mücadelenin' yoğun bir operasyon dizisiyle devam ettiğini ifade eden Erdoğan, milletin huzuru, refahı için bu 'terörle, teröristlerle' sonuna kadar mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti. Mağdur olan ailelere yönelik çalışma yapıldığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mağduriyetleri gidermeye yönelik atılan adımlar var, çünkü şehitlerimizin aileleri ve çocukları bize emanettir, biz onları asla açıkta bırakamayız. Hatta şehitlerimizin, gerek asker gerek polis, bu noktada bir şey de, denklerinin alabileceği terfiler neyse o terfileri de şehidimiz gıyabında almaya devam edecektir. Eğer albaylığa kadar çıkacaksa, yarbay, binbaşı buralara kadar çıkacaksa, buraya kadar yine çıkacaktır, yine bu terfisini alacaktır, tüm özlük haklarıyla beraber. Aynı şey polis için de geçerlidir, onlarda da yine böyle bir terfi noktasında, terfi alacaksa, bu terfisini almaya yine devam edecektir. Yani hiçbirisinin kıdemi asla kaybolmayacak, bunları almaya devam edeceklerdir."