İstanbul Sarıyer'de operasyon sırasında polisin silahından çıkan kurşunla yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Tutuksuz yargılanan sanık polis duruşmaya katılmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memuru Y.M.'nin, 'Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi' suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. 17 Şubat'ta görülen ilk duruşmada Dilek Doğan'ı öldüren Y.M.'nin tutuklama talebi reddedilmişti.
Duruşma için adliye içi ve dışında çok sayıda polis görevlendirilirken, polis ve çevik kuvvet araçlarının konuşlandırıldığı adliye önündeki meydan ise bariyerlerle kapatıldı. Davanın ilk duruşmasına girmek isteyen 100'e yakın avukatla polisler arasında arbede yaşanmış, içeride ve dışarıda eylemler gerçekleştirilmişti. Bugünkü duruşma öncesi de olası eylem ve protesto gösterilerine karşı adliyenin bütün girişlerinde sivil ve resmi kıyafetli polis memurları görevlendirildi.
SAVCI 26.5 YILA KADAR HAPİS İSTEDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memuru Y.M.'nin 'Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi' suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Doğan'ın vurulmasından önce polis memuru Y.M. ile aralarında yaşanan sözlü tartışmanın diyaloglarına da iddianamede yer verilmişti.
SANIK POLİS DURUŞMAYA KATILMADI
Tutuksuz yargılanan sanık polisin katılmadığı duruşmada tanık polisler dinleniyor. Duruşma, özel harekât polislerinin arama yaptığı sırada evde olan Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan'ın arkadaşı Tayfun Yücebağ'ın ifade vermesiyle başladı. Yücebağ, Y.M.'nin silahı ateşlemekle suçladığı ağabey Doğan'ın alkollü olmadığını, eve daha yeni geldiğini belirterek, "Silah sesinden önce bir itiş kakış, arbede olmadı. Ben sadece silah sesini duydum. Ben aramanın yapıldığı odadaydım. Babanın bu odaya girmek istediği doğru değildir, böyle bir şey görmedim" diye konuştu.
Evrensel'de yer alan habere göre, katılan avukatları, deliller toparlanmadığı ve dosyada eksikler bulunduğu için esas hakkında beyanda bulunmayacağını açıkladı. Dilek Doğan'ın vurulmasından sonraki telsiz konuşmalarına dayanarak, Doğan'ın yaralı bir şekilde 45 dakika ambulansın gelmesi için evde bekletildiğini söyleyen katılan avukatları, olay anından önce telsiz konuşmalarını da talep etti. Katılan avukatlarının talebi üzerine olay anına ait görüntüler izletildi. Görüntülerin izletilmesine itiraz eden sanık avukatının, katılan avukatlara "Haddinizi bilin" demesi üzerine Doğan'ın avukatı "Had bildirmeyi müvekkillerinizden mi öğrendiniz?" diye tepki gösterdi. Tartışmanın ardından görüntülerin izlenmesine devam edildi. Dilek'in öldürüldüğü anın gösterildiği sırada kardeşi Mazlum Doğan "Katil polis hesap verecek", "Sizden adalet beklemiyoruz", "Benim adım Mazlum Doğan burayı başınıza yıkacağım" diyerek tepki gösterdi. Mahkeme salonundan çıkarılması istenen Doğan çıkmayınca mahkeme heyeti salonu terk etti. Salondaki gerginlik koridora da taşındı.
Salonda yaşanan gerginliğin ardından savcı mütalaa vererek davanın kapalı olması yönünde görüş bildirdi. Savcı mütalaasında, mahkeme heyetinin öldürülmekle tehdit edildiğini ve seyircinin slogan atarak duruşmanın disiplininin bozulduğu gerekçesiyle CMK 182 maddesi gereğince duruşmanın güvenliğinin kamu güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.
NE OLMUŞTU?
8 Ekim'de Sarıyer'de düzenlenen operasyonda, evlerinde arama yapan polislerden birinin silahından çıkan kurşunla yaralanmıştı. Hastanede tedavi altına alınan Dilek Doğan, 7 gün sonra hayatını kaybetmişti.
Doğan'ın ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında, operasyona katılan polis memuru Y.M.'nin ifadesi alınmış ve tutuklanma talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edilmişti. Hâkimlik, polis memuru Y.M.'nin adli kontrolle serbest bırakılmasına karar vermişti.