Polonyalı bir gazetecinin AB ile Türkiye arasında varılan sığınmacı anlaşmasıyla ilgili sorusu üzerine Çavuşoğlu, "Bugüne kadar kaçak göçün engellenmesi, beş Yunan adasına ulaşan göçmenlerin Türkiye'ye getirilmesi konusunda bir sıkıntı yok. Türkiye yükümlülüklerini yerine getiriyor. Kaçak göçmen sayısında ciddi bir düşüş oldu, Kasım ayında bir günde 6 bin 800 kişi civarında olan Yunan adalarına geçen kaçak göçmen sayısı günde 100'ün altına düştü, bazı günler hiç olmuyor. Bu bizim ulaşmak istediğimiz bir hedef" dedi.
‘AB'NİN PRAGMATİK OLMASI LAZIM'
Türkiye'de ya da başka ülkelerde yaşayan Suriyeli göçmenlerin sorununun sadece bulundukları ülkelerin sorunu olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Bu insanları yaşadığı yerde tatmin etmezseniz bu insanları tutamazsınız, gelirler. O anlamda AB'nin Suriyeli göçmenlere, altını çiziyorum, Türkiye'ye değil Suriyeli göçmenlere vaat ettiği 3 milyar euro'nun gelmesi konusunda sıkıntılar var. AB, burada aday ülke ya da üye ülkelerde projeleri destekliyor. Ama bunun için proje hazırlanması gerekiyor. Bu projeleri hazırlamak iki yıl sürüyor. Suriyelilere de bu parayı proje karşılığında vermeye kalkarsanız, bu projelerin hazırlanması iki yıl, pekiyi iki yıl bu insanların şartları, yaşam standartları ne olacak? Nerede yaşayacaklar, hangi imkanları vereceksiniz? Eğitim alamayan 400 bin çocuğa eğitim verebilecek misiniz? Onlara daha sağlıklı bir sağlık hizmeti verebilecek miyiz? Bu insanların günlük temel ihtiyaçları var. Pragmatik olmak lazım. Türkiye 10 milyar dolar harcadı, nasıl harcadı bu parayı? Her gün Suriyelilerin günlük ihtiyacını karşılıyor. Bu sadece Türkiye'nin sorumluluğu değil ki. Dolayısıyla AB'nin daha pragmatik olması lazım. Okul yapılacak, standartları belli. İhale edersiniz, Türk firmalar da olur, başka firmalar da olur, hızlı bir şekilde parası aktarılır. İstihdam yaratıcı projelere aktarılır, sağlık hizmetlerine aktarılır, günlük yiyecek, içecek gibi bir çok şeyler var, Kızılay'ımız, AFAD'ımız bunları harcıyor. Buralara fonlar aktarılabilir. Burada sadece bu kısımda aksaklık var ama anlaşmanın uygulanması konusunda diğer konularda sorun yok."
‘TÜRKİYE VİZE SERBESTİSİ İÇİN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRECEK'
Türkiye ile AB arasında varılan mutabakat uyarınca Haziran 2016'da vize serbestisi için Türkiye'nin karşılaması gereken kriterler için çalıştığını kaydeden Çavuşoğlu, "Meclis'te yasaları kabul ediyoruz, uygulamayla ilgili kararlar alıyoruz. Dün Avrupa Konseyi'nde yeni bir protokol imzaladık. İmzalamadığımız protokolleri imzalıyoruz, imzaladıklarımızı Meclis'te onaylama sürecini tamamlıyoruz. Diğer adımları da atıyoruz, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirecek. AB de, ahde vefa önemlidir, Haziran ayı sonu itibariyle Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize engelini kaldıracak. Bizim vatandaşlarımız bunu hak ediyor. Bizim vatandaşlarımız artık sığınmacı değil. Bizim vatandaşlarımız artık dünyanın değişik yerlerinde maceraya atılan vatandaşlarımız değil. Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız bile fırsat buldukça Türkiye'ye dönmeye çalışıyor çünkü Türkiye'nin ekonomik büyümeyle ilgili sunduğu önemli fırsatlar var" diye konuştu.
‘SURİYE MUHALEFETİNİN CENEVRE'DE KALMASI KONUSUNDA TELKİNLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ'
Cenevre'de süren Suriye görüşmeleri hakkında da konuşan Çavuşoğlu, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura'nın kendileriyle paylaştığı metne göre üçüncü turda siyasi dönüşüme odaklanılmasının planlandığını ifade eden Çavuşoğlu, "Fakat maalesef üçüncü turun ilk görüşmelerinde bu gerçekleşmedi. Çünkü rejimin müzakere heyeti bu konulara girmek istemiyor, statükoyu devam ettirmek istiyor. Esasen bu müzakereler siyasi dönüşüm için başlatılmıştır. Muhalefete de verilen vaatler vardır. Sadece ateşkes ya da insani yardımlar değil, muhalefet için esas motivasyon Suriye'de siyasi dönüşüm, istikrar ve Suriye'nin ortak geleceğidir" dedi.
"Şimdi üçüncü turda da rejimin müzakere heyeti bu müzakereleri sulandıracak önerilerle geliyor" diyen Çavuşoğlu, "Geçiş hükümetini bile tartışmak istemiyorlar ki BM kararları, Suriye destek grubunun kararları açıkça ortadadır. Suriye'de kesin çözüm siyasi dönüşümdür. Terörü sonlandıracak, ülkeye barışı getirecek çözüm siyasi dönüşümdür. Dolayısıyla muhalefet de bu amaçla müzakerelere katılmaktadır. Rejimin bu sulandırma gayreti nedeniyle şu anda bir ara verildi ama çekilme yok. Muhalefet halen Cenevre'de. Türkiye olarak muhalefetin Cenevre'de kalması ve müzakerelere devam etmesi konusunda telkinlerimizi sürdürüyoruz. Daha önceki turlarda da aynı şeyi yaptık. Bundan sonra da olumlu katkımızı vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.