İlk olarak söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ticari ilişkilere değindi, ardındansa son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. İran ve Türkiye’nin ‘bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunlarıyla bunlara bağlı olarak ortaya çıkan insani krizlerin üstesinden gelinmesi için’ birlikte çalışması gerektiğini kaydetti.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Aramızdaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle, görüş ayrılıklarını asgariye indirmeyi, müşterekleri azamiye çıkarmayı sağlamamız her şeyden önce ülkelerimizin lehinedir. Bu şekilde davrandığımızda, bölgemizdeki sorunlara dışarıdan değil, yine bu bölge içinden çözümler geliştirilmesini özellikle sağlamamız halinde bir an önce netice alacağımıza inanıyorum.”
Türkiye ile İran arasında bölgesel konularda bazı görüş ayrılıklarının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “Bölgemizdeki gelişmelere mezhepsel temelde yaklaşılmasının hiçbir fayda sağlamayacağı, bilakis yıkıcı etkileri olacağı hususlarında yakın görüşlere sahibiz. Bizim için belirleyici olanın İslam başlığında beraber olmamız, o noktada bir ve dayanışma içerisinde geleceğe yürümemizdir” ifadesini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani de konuşmasına Türkiye temaslarını değerlendirerek başladı.
İstanbul’daki zirvede İslam İşbirliği Teşkilatı’nın önceliklerini üç başlık altında belirlediklerini açıklayan Ruhani, “Birincisi Müslüman kadının İslami toplumdaki rolü ve Müslüman kadının yüksek yerini dünyaya tanıtmak. Diğer bir konu aşırıcılık, şiddet ve terörle mücadele konusudur. Üçüncü konu da İslam dünyasının birliği, mezhepleri birbirine yakınlaştırmaktır. Dünyaya biz şunu söylemeliyiz; ‘bizim kimliğimiz İslam’dır, bizim kimliğimiz Şii olmak veya Sünni olmak değil” diye konuştu.
Türkiye-İran 3. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ne de değinen Ruhani, İran’a uygulanan yaptırımları anımsatarak şunları söyledi: “Bugün ne mutlu ki bu oturum ambargonun kalktığı dönemde gerçekleşti. Çok önemli konulardan birisi iki ülkenin bankacılık sektörünün birbiriyle daha aktif bir şekilde işbirliği yapması ve bankaların bazı irtibat kanalları belirlemişler kendi aralarındaki projeleri gerçekleştirmek için. Aynı zamanda başka projeler gerçekleştirmek için biz bankaların ilişkilerini daha geliştirme kararı aldık. Türk bankaları İran’da farklı şubeler açabilirler ve biz bu yönde iki ülkenin ekonomi ilişkilerini kolaylaştırmış oluruz. Aynı zamanda Tahran ve İstanbul borsası arasındaki işbirliğini güçlendirmeliyiz. Diğer konu ilişkilerin geliştirilmesi açısından ortak pencere sistemi gümrük konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurgu yaptığı gibi Sayın Bakanlar Cevdet Yılmaz ve Sayın Mahmud Vaizi var olan engeller üzerinde konuşup, onları çözecekler. Kamyon kuyrukları görmeyeceğiz inşallah artık orada.”
‘TÜRKİYE ENERJİ GÜVENLİĞİNİ GARANTİ ALTINA ALABİLİR’
Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkilerin canlanması için ulaştırma konusunda da adımlar atılacağını açıklayan Ruhani, Ortak yatırımlar ve üçüncü ülkelere ihracat için özellikle enerji konusunda biz Türk tarafına şu sözü verdik, ‘İran yapabilir bunu ve Türkiye enerji güvenliğini garanti altına alabilir, hem petrol, doğalgaz ve petrokimya ürünleri konusunda biz Türkiye’nin ihtiyaçlarını giderebiliriz bu konularda.’ İlişkilerimizi bu alanda daha da geliştirebiliriz” dedi.
Ruhani, bölgede yaşananlar hakkında ise şunları söyledi: “Yemen halkı zalimce bir ölüme maruz kalıyorlar, Suriye’de aynı zamanda suçsuz insanların ölümüne şahidiz. Irak halen istenen istikrara kavuşmadı. Diğer İslami ülkelerde gerekli ve istenilen düzeyde istikrar daha sağlanamadı. Biz bütün bu ülkelere güvenliği ve istikrarı sağlamaları için yardımcı olmalıyız.”
‘Ülkelerin sınırlarının değişmesi ya da parçalanmalarını’ kabul etmediklerinin altını çizen Ruhani, Terörizmle her ne ad altında, her ne şekilde olursa olsun mücadele etmeliyiz. Hiçbir yabancı ülke bir ülkenin geleceği için karar veremez” ifadelerini kullandı.