Siyaset Bilimci Prof. Gökhan Bacık'a göre, zaten Müslüman dünyasında kurum olarak herhangi bir etkisi bulunmayan İİT'nin bu zirvesi, Türkiye kamoyuna yine sadece "iç politika serenadı" olarak kullanıldı.
İİT: TÜRDEŞ OLMAYANLARIN PLATFORMU
‘SUUDİLER SADECE FİNANSMAN KAYNAĞI'
"Ortadoğu'daki Sünni dünya büyük bir kriz içinde. Bunun ahlaki bir boyutu, para boyutu ve dış politika boyutu var. Anladığım kadarıyla bu para boyutunu Suudi sermayesi üzerinden biraz rahatlatma eğilimi var. O kadar bariz ki bu Mısır'ın, Türkiye'nin yaklaşımları. Suudi Arabistan'a bir tür onur konuğu, siz önemlisiniz imajı verilmesi bu Sünni dünyanın finansal krizine biraz çare olabilme endişesi olduğunu düşünüyorum."
‘İSLAM STRATEJİSİNİN SUUDİ ENSTRÜMANI'
‘SUUDİ MODELİ ÇIKMAZ AMA İSTİKRARSIZLIK MODELİ ÇIKAR'
Suudi Arabistan'ın konjonktürün ürettiği pragmatizm sayesinde önplana çıktığını, onun dışında Türkiye ve Suriye gibi coğrafyalarda Vahhabiliğin ideolojik anlamda tutmasının imkanı olmadığını savunan Prof. Bacık, "Eğer devlet yapıları krize girerse özellikle devlet altı gruplarda Suudilerin etkisi artabilir. Buda bir risk doğurur, bu yapıların bölgeye ilham kaynağı olup olmayacağı konusunda çok ciddi kaygılarım var. Buradan bir Suudi modeli çıkmaz ama bir iktidarsızlık modeli çıkabilir" diye ekledi.
‘BATI İLGİLENMİYOR'
"Bu işlere karışmayalım, içerde ekonomimiz iyi gitsin gibi. Batılı insanlar ve seçmenler Merkel'in ve Obama'nın önüne çıkıp Ortadoğu'da git değerleri, demokrasiyi takip et demiyorlar."
‘MESAJLAR POPÜLER İSLAMCILIĞA'
Türkiye'de ise İslamcılığın teorik dünyasını bilen nitelikli İslamcıların İİT zirvesini dikkate bile almadıklarını "Filistin başkanı uyuya kaldı gibi tweetler attılar" örneğiyle aktaran Prof. Bacık, iktidarın zirveyi "popüler İslamcılık" için kullandığı görüşünde:
"Aklı başında, İslamcı, Mısır'da biraz bulunmuş, Yemen'i görmüş, dünyanın ekonomik verilerini bilen, doktora yapmış aklı başında bir İslamcı bu konuşmaların Pakistan'da bir karşılığı olmadığını, Katar'ın böyle bir derdi olmadığını, Dubai'de insanların toplantıdan zaten haberi olmadığını bilir. Bu mesajlarla bir yere varılamayacağını bilir. Ama daha ayaktaki İslamcılık, sokaktaki İslamcılık, daha aşağıya giden İslamcılık için bu mesajın hedeflenildiği kanaatindeyim. Yani Türkiye'nin liderlik yaptığı, İslam dünyasının beklediği gün bugün gibi.."
‘DIŞ POLİTİKANIN TRİBÜNÜ DIŞ DÜNYA OLMALI'
"Türk dış politikasının son üç yıldır temel hedef kitlesi, tribünü iç politikadır. Halbuki dış politikanın tribünü asla iç politika olmamalıdır, dış dünya olmalıdır. Avrupa kamuoyu olmalıdır, dünya olmalıdır. Biz kendi kamuoyumuza bir dış politika serenadı yapıyoruz. Bu çok yanlış. Bu sizi zamanla etkiliyor, sınırlamaya başlyor. Dış politik gerçekliği buna göre kuruyor, buna inanmaya başlıyorsunuz. Sayın Erdoğan'ın bu iç politikanın popüler İslamcı kitlesini konsolide etmek için bunu yaptığının kanaatindeyim. Bunun en önemli delillerinden biri de başbakanın ortalıkta olmaması."