CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında hitap etti.
‘HIRSIZLARIN ALTINA YATMADILAR MI?'
‘SEN DE HIRSIZLARIN USTASISIN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ben daha önce kendisi için 'Çırak bile olamadı' demiştim, gerçekten çırak bile hala olamadı" sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bana sataşmayı ihmal etmiyor. O çıraktır, çırak; diyor. Buradan söyleyeyim. Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Bülent Ecevit'in çırağıyım. Ama o zata da söyleyeyim. Sen de hırsızların ustasısın. Arada fark var. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez. Gayet açık, gayet net söylüyorum. Aile boyu hırsızlık yaptılar, aile boyu. Bir hırsızlar çaldıkları malı açıklamazlar, iki bu tür sarayda oturanlar açıklamazlar. İkisinin de felsefesi aynıdır. Evet, Müslüman adam sözünde durur. Hele hele namusu ve şerefi üzerine yemin etmişse kesinlikle durur. Peki, bu zat, namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Niye peki durmuyorsun kardeşim sözünde? Hangi gerekçeyle durmuyorsun? Bu hırsızların ve tecavüzcülerin din maskelerini kesinlikle indireceğim."
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendisine yönelik eleştirilerine de karşılık veren Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nu İstanbul'daki gökdelenler hakkındaki sözleri üzerinden eleştirerek "Sayın Davutoğlu 'Edep ya hu' demiş. Bana yollama yapıyor. Edep nedir? Yasalarla verilen görev yerine getiriliyorsa edep de vardır ahlak da vardır. Kurallara uyuluyorsa edep de vardır ahlak da vardır. Edebin özü insan-ı kamildedir. Şimdi kalkıyor. İstanbul'da konuşuyor. Nereden çıktı bu gökdelenler diyor. Bu adam gerçekten başbakan mı? Türkiye'de yeni mi yaşıyor? İstanbul'u 20 küsur yıldır siz yönetiyorsunuz. Eğer sen edepten, ahlaktan, yasalara uymaktan söz ediyorsan yapacağın tek şey var. Sultanahmet Camii'nin siluetini bozan 16/9 gökdelenleri var. Onları mahkeme kararına göre tıraşlarsın. Söz veriyorum ben de geleceğim, seni kutlayacağım. Sağol Sayın Başbakan, diyeceğim. Edep budur ve sizi kutluyorum, diyeceğim" ifadelerini kullandı.
‘LUT KAVMİ'NDE OLAN BİR OLAYIN 21. YÜZYILI VERSİYONU'
Karaman'daki 'cinsel istismar' davasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Karaman'da bir olay oldu. Lut Kavmi'nde olan bir olayın 21. yüzyılı versiyonudur bu. Kadın milletvekili arkadaşlarımı, avukat arkadaşlarımı Karaman'a gönderdim. Olayı büyük bir soğukkanlılıkla takip edin dedim. Kimsenin ismini ifşa etmeyin. Bu çocukların hakkını biz korumak zorundayız. Gittiler raporlarını yazdılar. Olay medyada yer aldığı anda öyle şeyler oldu ki aklım, vicdanım kabul etmedi. Bütün AKP camiası, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri koro halinde çocukları değil, Ensar Vakfı'nı ve derneği savunmaya kalktı. Çocukların haklarını kim savunacak? Sevgili anneler hiç meraklanmayın. Sonuna kadar o çocukların haklarını biz savunacağız" diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na yönelik tartışma yaratan sözlerine de değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aileden sorumlu bakan şunu söylüyor. 'Bir kez rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz'. Bu lafa kimse itiraz etmiyor. AKP camiasından kimse itiraz etmiyor. Vatandaşlarıma sesleniyorum. Samimi Müslümanlara sesleniyorum. Kendi çocuklarını düşünsünler. Onlara sesleniyorum. Ne demek bir kere rastlanmış olması? Kaç kere rastlanmış olması gerekirdi de senin vicdanın rahatsız olsun? Ensar Vakfı'nın önüne neden yatıyorsunuz, dedim. Koro halinde itirazlar. Siyah çelenkler. Sen o çelengi götüreceksin, Ensar Vakfı'nın önüne koyacaksın o çelengi. Bunlar kadını insan olarak görmüyorlar. Kadını cinsel obje olarak görüyorlar. Asıl hastalık burada. Ruh hastalığı bu. Kadın bir insandır. Bakan da bakandır. Kadın olur, erkek olur. Aldılar olayı başka bir mecraya soktular. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler. Kimin önüne yatarlarsa yatsınlar sonuna kadar takip edeceğim."
‘BİR OLAY DEĞİL, BİRDEN FAZLA'
‘BEN ONLARIN ANLAYACAĞI DİLDEN KONUŞTUM'
Çocuk istismarı iddiaları hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Ensar Vakfı bir sefer 'ensar' sözcüğünü çıkarması lazım. Ensar saygı duyduğumuz bir sözcüktür. Korumak demektir Arapçada. Siz ensar diye bir vakıf kuruyorsunuz, güzel itirazımız yok. Ancak kurallara uyacaksınız. 'Bir kere' diyor. Olay bir olay değil. Birden fazla olay var. Sicili kötü, bozuk olan bir vakıf bu. Eğer sicili düzgün olsaydı bizim zaten söyleyeceğimiz bir şey yoktu. Ama bütün bu olayların kaynağı insanı insan olarak görmemeleridir. Ben onların anlayacağı dilden konuştum. Anlasınlar, öğrensinler diye konuştum. Koro halinde, Bremen Mızıkacıları vardır ya, öyle bağırmaya başladılar. Sandılar ki biz geri adım atacağız. Yok kardeşim yok. Ben bu çocukların hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim vicdani, insani görevimdir" ifadelerini kullandı.