Bir Kızılderili atasözü olan "Her adam kendi okunu kendi yapar", Justin Irwin için çok uygun; zira Irwin, ABD'de 'rezervasyon' olarak anılan ve Amerikan yerlilerinin yönetimine bırakılan bölgelerden birindeki hayatını bırakıp, Rusya'nın batısında yer alan Slavesto köyüne yerleşmiş.
Lakota kabilesinden olan Irwin, Moskova doğumlu eşi Natalya'yla internet üzerinden 2009'da tanışmış. Amerikan yerlilerine olan ilgileri çifti birbirine yakınlaştırmış. Büyük şehirlerden hoşlanmamaları ve çiftlik kurma istekleri ise çiftin sonunda Rusya taşrasında bir ev bulup yeni bir hayata atılmasını sağlamış.
Lakota Indian Deep in Woods of Russia: ‘I Want Russian Citizenship!’: Justin Irwin, a Native American living… https://t.co/xedGeMhULV
— Russia Today News (@TodayRussia) April 4, 2016
'REZERVASYONLARDAN DA BÜYÜK ŞEHİRLER GİBİ NEFRET EDİYORUM'
Slavesto köyünde eşi Natalya ve çocuklarıyla yaşayan Irwin, Sputnik'e yaptığı açıklamada, "Rezervasyonlardan da büyük şehirlerden nefret ettiğim kadar nefret ediyorum" dedi.
Bu nedenle köy hayatını bırakıp Moskova'ya yerleşmek gibi bir planının olmadığını söyleyen Irwin, "Moskova'ya gideceksem, bunun tek nedeni Kızılderili soykırımı kurbanları için dikilecek anıtın açılışına katılıp birkaç söz söylemek olabilir" ifadelerini kullandı.
Russia Plans Native American Genocide Memorial, When Will Mainstream America Catch Up?— https://t.co/4ENyX8OszD via @Shareaholic
— Hatita Hooi (@HatHooi) March 5, 2016
'ABD'DE YAŞAMAK, BETONARME BİR KAPANDA YAŞAMAKTAN FARKSIZ'
Irwin, ABD'ye kalmak yerine neden Rusya'da bir yaşam kurmayı tercih ettiği sorusu karşısında ise, "ABD mi? Onlar oraya 'ABD' diyor, bizim için orası Kaplumbağa Adası. Bütün bizonları öldürdüler, doğayı katlettiler" yanıtını verip ekledi:
"Çocuklarımın rezervasyonda yaşamasını istemiyorum. Onları burada, Rusya'da yetiştirmek istiyorum. Zira Amerika’da yaşamak, betonarme bir kapanda yaşamaktan farksız. Beyaz insanların kurduğu sistemde bize yer yok."
'MARKSİZMİ DEĞİL, HAKİKİ KOMÜNİZMİ SEVİYORUM'
Diğer taraftan insanları komünler halinde yaşadığı zamanları özlediğini belirten Irwin, şunları söyledi: "Marksizm'i değil hakiki komünizmi seviyorum, yani komün, topluluk kavramlarından türetilen gerçek komünizmi. Eskiden bu şekilde yaşıyorduk, büyük topluluklar halinde birlikte çalışarak."