RS FM'de Yavuz Oğhan'dan 'bi de bunu dinle' programına konuşan çocuk hakları hukuku konusunda çalışan avukat Ayşenur Demirkale, kurumların bakanlıklarla yaptığı protokollerle bu yurtları açılabildiğini söyledi ve Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmeliklerindeki çelişkiye dikkat çekti. Aynı zamanda avukat olan HDP milletvekiliyle Filiz Kerestecioğlu ise suçun şahsiliğinden bahsedenlere idarenin önleme yükümlülük ilkesini hatırlattı.
Tecavüz skandalının ortaya çıkmasından sonra CHP'nin Karaman heyetinden Bursa Milletvekili Lale Karabıyık yaptığı konuşmada tüzel kişiliklerin ilkokul ve ortaokul seviyesinde yurtlar ya da evler açamayacağını söyledi. Bu açıklamanın ardından konuya ilişkin tartışmalar hız kazandı.
'BAKANLIKLARIN DENETLEME SORUMLULUĞU VAR'
"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir koordinasyon bakanlığıdır. Bu anlamda hakkında koruyucu destekleyici tedbir kararı verilen çocuklarla ilgili olarak yapılan tüm kurumları, yasal düzenlemeleri denetlemek ve verileri tek bir elde toplamak zorundadır. Evlerin yasal dayanağı bakanlıklarla yapılan protokoller çerçevesinde oluşuyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nı işleyişine ilişkin kararnamede açıkça ortaokul ve lise de kurulamayacağın söylüyor. Ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için böyle şeylere izin verilebiliyor. Karışıklık bundan çıkıyor."
Denetimlerin yetersiz olduğunu vurgulayan Demirkale, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı denetim için tam yetkili olması gerekir. Farklı birimlerin ya da kurumların denetlemesi ya da izlemesi bakanlığın sorumluluğunu ortadan kaldırmamalı" dedi.
'PROTOKOLLER YASALARDAN ÜSTÜN DEĞİL'
Karaman heyetinin içinde yer alan CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ise, evlerin yasal dayanağının olmadığını ileri sürdü. Protokollerin yasalardan üstün olmadığını söyleyen Bozkurt, "Emniyet Müdürüne, Valiliğe ‘neden izin verdiniz' diye sorduk. Yasal olarak evler ortada olmadığı için ‘şikayet gelmedikçe denetleme yetkimiz yok' dediler. Zanlı eşiyle o evlerde 6 ay kalmış kimsenin bu olayı bilmeme ihtimali yo." şeklinde konuştu.
'ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER GÖZARDI EDİLDİ'
"Erdoğan'ın dindar nesil yetiştirme görevi verdiği en önemi vakıflardan biri Ensar Vakfı. Açık olarak zaten olayın tek bir kişiye indirgenmeye çalışılması nedeni de budur. Sadece yargıya güvenmek yargıya bırakmak yeterli değil. Siyasi istismar yapmadan çocukların üstün yararını gözeterek araştırma yapılması ve bu tarz kurumları denetlemesi gerek.
Vakıf ilgili daha önce Erzurum ve Çorum'da ki yetkililerin daha önce benzer suçtan cezalandırılmış ve hala yerinde olduklarını ifade etmemize rağmen suçun şahsiliğinden bahsedildi. Ama bir hukuk ilkesi daha var: İdarenin önleme yükümlülüğü. Olay gerçekleştikten sona yargıya intikal ettirmek komisyon kurmak yetmez. Yargı şeffaf ve gerçek işleviyle işlemiyor."