HDP Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken imzası ile verilen gensoru önergesinin gerekçesinde, Karaman'da Ensar Vakfı ve Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'ne ait yurtlarda kalan 9-10 yaşlarındaki çocukların, yine bu yurtlarda kaldığı iddia edilen ‘gönüllü' bir öğretmenin cinsel saldırısına maruz kaldıkları haberi hatırlatıldı. Bu kişi hakkında dava açıldığı ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı', ‘hürriyeti tahdit', ‘kasten yaralama' ve ‘müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından 600 yıla yakın hapsi istendiği belirtilen gerekçede, iddianamenin kabul edildiği belirtildi.
‘BİR KERE RASTLANMIŞ OLMASI…' İFADESİ HATIRLATILDI
Kamuoyunu derinden yaralayan bu olay ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun, yaptığı açıklamada, "Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz" ifadelerini kullandığı vurgulanan önergede şu görüşlere yer verildi:
‘KAYGI YARATMIŞTIR'
"Bu tür kurumların çocuklar için elverişliliği konusunda denetim yetkisine sahip olması gereken ve bu kurumlarda çocukların korunması açısından zafiyet olması ihtimali üzerinde titizlikle durması gereken bir bakanın bu sözleri, çocuğun yararına öncelik verilerek konunun ve kurumun ele alınacağına dair kamuoyunda ciddi bir şüphe yaratmış, vakıf yurtlarında bulunan diğer çocuklarla ilgili de kaygı yaratmıştır.
Bu madde gereğince çocuğun her tür istismarını ve cinsel istismarı da önlemek devletlerin yükümlülüğüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için; düzenli olarak çocuğa yönelik hizmetlerin izlenmesi, bunun için veri toplanması ve analiz edilmesi gerekmektedir. Ayrıca çocuğun da devlet tarafından izlenmesi gerekir. Riski önceden fark edip önlemeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Korunma hakkıyla ifade edilen, yalnızca istismar yaşandıktan sonra devreye giren etkili bir sistemin değil; aynı zamanda önleyici bir sistemin de varlığıdır. Fiilin gerçekleşmesi halinde ise ikincil mağduriyetlerin önlenmesi için mağdurların adalete erişimlerini kolaylaştırmak ve fiziksel ve psiko-sosyal iyileşmelerine yardımcı olacak hizmetler vermek gerekmektedir.
Türkiye'de yaşanan çocuklara yönelik yoğun istismar vakaları ise, çocukların fiziksel ve psiko-sosyal varlıklarını korumakla yükümlü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın görevde ciddi bir ihmali bulunduğunu söz konusu önleyici ve cezalandırıcı mekanizmaların geliştirilmediğini ortaya koymaktadır."
Önergede, "Çocuklara yönelik cinsel istismarda, ve kadınlara yönelik şiddette üst düzeyde sorumluluğu bulunan; çocukları ve kadınların uluslararası anlaşmalar ve kanunlardan kaynaklı haklarını koruma yükümlülüklerini yerine getirmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında gensoru açılması ve Anayasa ve İçtüzük hükümleri gereğince görevinden alınması elzemdir" dendi.