ABD savcıları tarafından dün yapılan açıklamada, Rıza Sarraf 'la beraber, çalışanı olan Kamelia Jamshidy ve İran'daki Bank Mellat'ın üst düzey yetkililerinden Hüseyin Najafzadeh'nin Manhattan'da federal bir mahkeme tarafından düzenlenen iddianame üzerine suçlandığı belirtildi.
Polisler Rıza Sarraf'ı ilk olarak Cumartesi günü Miami'de gözaltına alırken, Jamshidy ve Najafzadeh ise yakalanamadı.
Rıza Sarraf'ın avukatı Yıldırım Reuters'a yaptığı açıklamada, Rıza Sarraf 'ın tutuklanmasının beklenmedik olduğunu ve atfedilen suçlamaların ‘ticari' olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Tutuklamanın 17 ve 25 Aralık 2013'teki yolsuzluk soruşturmalarıyla hiçbir ilgisi yok. Hiç beklenen bir şey değildi. Suçlama adı altında bize gönderilen bazı iddialar var. Rıza Bey'in işiyle, ticaretle ilgili iddialar. Hepsi cevap verilebilen, izah edilebilen konular. Bu bir süreç, orada avukatlarımız var. Ben de birkaç güne kadar gideceğim."
Rıza Sarraf'ın dün mahkemeye çıktığını, iki haftalık bir süre verildiğini belirten Yıldırım, asıl soruşturmanın New York'ta olduğunu ancak Rıza Sarraf'ın uçakla Miami'ye indiği için orada gözaltına alındığını kaydetti. Yıldırım, kefalet talebinde bulanacaklarını da ifade etti.
Tutuklama, ABD ve Avrupa Birliği tarafından İran'ın nükleer programını kısıtlamasına karşılık yıllardır devam eden ekonomik yaptırımların kaldırılmasının iki ay sonrasına denk geldi.
17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında sızan belgelere göre, Rıza Sarraf, Aslan ve diğer Türk yetkililer altın kaçakçılığı yoluyla İran'ın para transfer işlemlerinin içinde yer almakla suçlanmıştı. Ancak daha sonra soruşturmalarda takipsizlik kararları verilmiş, bu karara yapılan itirazlar da ilgili mahkemeler tarafından reddedilmişti.
Soruşturma Komisyonu'nun o dönemki CHP'li üyesi, eski AİHM yargıçlarından Rıza Türmen Reuters'a yaptığı açıklamada, ABD'deki tutuklama kararının kendilerinin haklılığını ortaya koyduğunu belirterek şunları söyledi:
"Rıza Sarraf'ı burada serbest bıraktılar ve onu tutuklayan hakimleri de cezalandırdılar. Rıza Sarraf'la ilgili her şeyin düzgün olduğu ve dolayısıyla diğer dört bakanla ilgili de her şeyin düzgün olduğu düşüncesine yol açtılar. Ama şimdi bunun böyle olmadığı ortaya çıkmış oldu."
Hukuk devleti olmanın önemine de dikkat çeken Türmen, "Türkiye'deki hukuksuzluk dışarıdaki bu örneklerle karşılaştırınca çok daha çarpıcı hale geliyor. Dışarıda alınan bu kararlar Türkiye'deki hukuk devletinin ne kadar siyasi amaçlarla kullanıldığını, hukukun ne kadar araçsallaştırıldığını ortaya koyuyor" diye konuştu.