Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de PKK tarafından açılan çadıra tepki göstererek "Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet koparıyorsunuz. Peki, Ankara'da veya İstanbul'da olduğu zaman niye rahatsız olmuyorsunuz? Dost, dostluğunun gereğini yapacaktır. Ama bunları bilmeyenlere de haddini bildirmek bizim hakkımızdır diye düşünüyorum" dedi.
‘SALDIRILARIN AMACININ İNSANLARI KORKUYA SÜRÜKLEMEK OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİYORUZ'
‘MİLLETİMİZE YAŞATILAN ACININ SEBEBİ KİRLİ HESAPLARIN DEVREYE KONULMASI'
‘PROGRAMIMIZDA NE VARSA YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ, BU TAVIR TERÖRE VURULACAK EN BÜYÜK DARBE'
‘KADERİN ÖTESİNDE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ? BİZ KADERE TESLİM OLMUŞUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet olarak acılarımızı yüreğimize gömüp kayıplarımızın aziz hatırlarını ömür boyu hatırlayarak yolumuzda kararlı şekilde yürümeyi sürdüreceğiz. Kaderin ötesinde bir şey olabilir mi? Öyleyse biz kadere teslim olmuşuz. Mesele o yolda yürümektir ve yürüyeceğiz. Bu zor zamanlarda bize çekilen silahları ve onları destekleyenleri de unutmayacağız" dedi.
Belçika'nın başkenti Brüksel'de PKK tarafından açılan çadır üzerinden Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nde liderlerin konuya ilişkin tutumuna tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği'nde olanları görüyorsunuz. Bakınız Sayın Başbakan, AB müzakerelerine gitti. Toplantının yapılacağı salonun hemen arkasında bölücü terör örgütü çadır kurdu. Orada kendi paçavrasını dalgalandırıyor. AB ki bu örgütü terör örgütü olarak ilan etmiş. Terör örgütü olarak ilan ettiği halde orada o paçavrayı sallandırıyor ve o çadırda ne yazık ki bölücü terör örgütünün mensuplarına broşür dağıtıyorlar. İçeride bir müzakere Sayın Başbakan ve diğerleri arasında geçiyor. Ne deseler beğenirsiniz? Düşünce özgürlüğü. Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet koparıyorsunuz. Peki, Ankara'da veya İstanbul'da olduğu zaman niye rahatsız olmuyorsunuz?
Hatta daha ileri gidip Sayın Başbakan'a 'İşte Cumhurbaşkanı'nız da böyle konuştu. Bize oradan böyle böyle dedi'. Ne diyecektim? Alkışlayacak mıydım sizi? Güzel yapıyorsunuz, bunu mu diyecektim? O paçavraları oralarda sallandırdığını sürece bizden bu ifadeleri duyacaksınız. Sayın Başbakan oradayken indirdiler paçavrayı. Bu konuşmalardan sonra. Brüksel'den ayrılınca tekrar paçavrayı astılar. O teröristlerin isimlerini tekrar koydular. Bunlar nasıl dost? Böyle dost olur mu? Bugün de Sayın Başbakan'a söyledim. Dışişleri vesaire bunlarla hemen yoğun bir şeye girsinler, diye. Nitekim hemen girdiler. Dost, dostluğunun gereğini yapacaktır. Biz dostları çoğaltmaya, düşmanı da azaltmaya niyetliyiz. Ama bunları bilmeyenlere de haddini bildirmek bizim hakkımızdır diye düşünüyorum."
‘DERSHANE MESELESİ DİYE ÇIKTIĞIMIZ YOLDA İHANET ŞEBEKLERİNDEN BİRİNİ BERTARAF ETTİK'
Dershane meselesi diye çıkılan yolda tarihin en büyük ihanet şebeklerinden birinin deşifre edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Geçtiğimiz yıllarda yıllardır kanayan bir yara olan dershane meselesine el attık. Sonrasında başımıza gelmeyen kalmadı. Bu konuda Sayın Bakan'ımıza çok teşekkür ediyorum. O da bu mücadeleyi kararlı şekilde verdi. Yoksa bu mücadelenin başlangıcı Sayın Avcı'nın dönemi değildir. Daha onun geçmişi var ama o dönemlerde söylememize rağmen bu adım atılamadı. Bürokratik bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Dershane gibi eğitimin ruhuna, mantığına aykırı bir yapıya karşı mücadele etmek için o vurduğumuz neşter Türkiye'yi örümcek ağı gibi ören bir örgütün can damarlarından birine denk geldi. Her olanda hayır vardır. Dershane meselesi diye çıktığımız yolda tarihimizin en büyük ihanet şebeklerinden birini deşifre ettik ve bertaraf ettik" diye konuştu.