Zarif, Erdoğan'la Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nde bir araya geldi. Basına kapalı görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Zarif, ardından Dolmabahçe'de Davutoğlu ile görüştü. Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde basına kapalı gerçekleşen kabul, 1 saat 15 dakika sürdü. Bu görüşmelerin sonrasında herhangi bir açıklama yapılmadı.
Diğer taraftan Zarif ilk görüştüğü isim olan Çavuşoğlu ile ortak basın açıklamasında “Coğrafi sınırlar değişmez ve bizim politikamız her zaman bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı, Irak ve Suriye'nin istikrarı yönünde olmuştur. Ülkelerin toprak bütünlüğünü, özellikle Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozacak bütün eylemlere karşıyız" dedi.
Zarif, Türkiye ile fikir ayrılıkları bulunduğunu, ancak esas konusunda anlaşıldığını belirterek, "Bütün ülkelerin toprak bütünlüğü, özellikle Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü garanti altına alınmalıdır diye düşünüyoruz. İçsel çatışmalar son bulmalı. Bütün eylemlerimiz, davranışlarımız bu iki ülkenin içinde entegreyi sağlama yönünde olmalı diye düşünüyoruz" dedi.
Yemen, Libya ve Suriye gibi kriz yaşanan bölgelerde kesinlikle hoşgörüye dayanarak sorunların üstesinden gelinmesi gerektiğine işaret eden Zarif, İran'ın Yemen'de yaşanan krizin ilk günlerinden itibaren sorunun çözülmesinden yana olduğunu söyledi.
Bu arada Zarif, Suriye'de müzakerelerin başladığını hatırlatarak, "Ateşkes ilân edildi. İnşallah ateşkes sonucunda kalıcı barış ortamı sağlanır ve Suriye'nin içindeki bütün kesimler, kalıcı bir barışa ulaşır. Konuşmayla, müzakere yoluyla, anlaşarak iki ülkenin de bölgede çok etkili ve gücü olacağına inanıyoruz. Bölgemizde huzur istiyoruz. İnanıyoruz ki sorunları diyalogla çözebiliriz. Çabalarımızı bu doğrultuda devam ettireceğiz. İslam İşbirliği Zirvesi de aslında İslam ülkelerinin birliğinin bir sembolü haline gelir diye umuyorum. Bu konuda da elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi.
'COĞRAFİ SINIRLAR DEĞİŞMEZ'
Zarif, PYD'nin Suriye'deki federasyon ilânına ilişkin bir soru üzerine de İran'ın bölgedeki bütün ülkelerin toprak bütünlüğünü vurguladığının altını çizerek, şunları söyledi: "Coğrafi sınırlar değişmez ve bizim politikamız her zaman bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı, Irak ve Suriye'nin istikrarı yönünde olmuştur. Ülkelerin toprak bütünlüğünü, özellikle Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozacak bütün eylemlere karşıyız. İnanıyoruz ki Suriye'nin geleceği, bütün Suriye halkını, Suriye'deki bütün milliyetler, dinler ve bütün kesimleri kucaklamalı ve hepsi Suriye'nin geleceğinde rol sahibi olmalı. Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozacak bütün eylemlerden kaçınılmalı. Biz, bu konuda kesin bir şekilde duruşumuzu sergiledik."
'ATEŞKESİN TAM OLARAK SAĞLANMASINI İSTERDİK'
"Barış süreci hüsrana uğrarsa, Suriye halkı istediği amaca ulaşamazsa, İran ve Türkiye'nin güçlü ilişkileri Suriye halkının isteklerini yerine getirmek konusunda ne kadar etkili olur?" sorusunu da Zarif, şöyle yanıtladı: "Çatışmanın son bulmasını istiyoruz. Ateşkesin tam olarak sağlanmasını isterdik. Ama yine de çatışmalardan kaçınmak ve insanların ölümlerini önlemek, ölümlerin sayısını azaltmak yine de sevindirici. Cenevre'de bu konuda bir çalışma da var. Biz, bütün tarafları bu anlaşmayı uygulayacak şekilde teşvik ediyoruz. Bu, İran'ın politikasıdır.
Biz Suriye'nin komşuları ve bölgenin önemli ülkeleri olarak sürece ve Suriye halkına kendi geleceklerini yazmak için yardım etmeliyiz. Bu konuda diyaloglarımızı devam ettireceğiz. Esas konusunda hemfikiriz, ancak Suriye'nin siyasi bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü bizim vurguladığımız en önemli konulardır. Bu konuda Türkiye ile hemfikiriz. Fikir ayrılıkları diyalog ve istişarelerle çözülebilir. Umarız Suriye halkı kendileri için güzel bir gelecek yazar."