CHP'nin hukukçularından Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Kürt sorunun çözümüyle ilgili görüş beyan eden her görüşün PKK'ya destek gibi algılanmasının yanlış olduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Sputnik'e yaptığı açıklamada, Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu başta olmak üzere yürürlükte olan mevzuatta terörle mücadele ile ilgili herhangi bir yasal eksikliğin söz konusu olmadığını söyledi.
"Bugünkü mevzuatla Diyarbakır Sur'da, Şırnak'ta, Hakkari'de güvenlik güçleri terör örgütleri mensuplarıyla mücadele ediyorsa bu barış sürecinde de geçerliydi. 7 Haziran seçimlerinden önce barış süreci diye başlayan süreçte, şehir savaşlarına hazırlanan bu terörist grupların eylemlerine göz yumdu. Bu kanunlar o zaman da bu mücadeleye izin veriyordu. Dolayısıyla buradaki terörle mücadeledeki eksiklik yasalardan kaynaklanmıyor. Siyasi iradenin bu yasal mevzuatı doğru kullanmamasından kaynaklanıyor. "
‘KÜRT SORUNUYLA İLGİLİ HER GÖRÜŞ PKK'YA DESTEK GİBİ ALGILANAMAZ'
Erdoğan'ın buradaki hedefinin siyasi açıklamaları terör suçu kapsamına dahil etmek olduğunu vurgulayan Havutça, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Havutça, "Bu daha önce denendi. Bu Türkiye'de yeniden bir insan avı başlatmak demektir. Kürt sorunun çözümüyle ilgili görüş beyan eden her görüşün PKK'ya destek gibi algılanması Türkiye'de ucu açık nereye gideceği belli olmayan ve her düşüncenin suç haline geldiği bir durum yaratır" diye konuştu.
‘HUKUK DANIŞMANLARI CUMHURBAŞKANINA DOĞRU BİLGİ VERMİYORLAR'
"Konuşarak çözemeyeceksek silahla çözümü mü teşvik etmiş olacağız?" diye soran Havutça, Erdoğan'ın, danışmanları tarafından doğru bilgilendirilmediğini savundu.
Havutça, "Sayın Cumhurbaşkanı'na sanırım hukuksal danışmanları doğru bilgi vermiyorlar. Bugünkü ne TCK'da ne TMK'da terör tanımında bir eksiklik yok, terörle mücadelede yasalardan kaynaklanan bir eksiklik olmadığın biz biliyoruz" dedi.
YASALARDA 1990'LARA DÖNÜŞ MÜ YAPILACAK?
Erdoğan'ın açıklamaları yasalarda yapılacak değişikliklerle eskiye dönüş sinyali mi? Örgüt tanımında 'silahlı-silahsız' ayrımı kaldırılabilir mi? Havutça bu sorulara "Ben öyle algılıyorum" diye yanıt verdi.
Devletin güvenlik güçlerine, kamu düzenine karşı örgüt kurarak her türlü silah, şiddet ve propaganda ile faaliyette bulunmanın terör tanımı kapsamında olduğunu anlatan Havutça, mevcut yasalarda 'cebir ve şiddet' kıstasına yer verildiğini de vurguladı.
Havutça, siyasi iktidarın bu konuda ne düşündüğünü bilmediğini ancak Cumhurbaşkanı'nın hedefinin düşünce açıklamalarını da terör kapsamı içine alınması olduğunu söyledi. Havutça, "Aslında teröre yardım ve yataklık da bizim ceza kanunumuzda suç. Ama burada kalkıp da bir milletvekilinin bir gazetecinin bu sorunla ilgili ifade ve sözlerini terör kapsamında değerlendirir ya değerlendirirseniz, Türkiye bir açık cezaevine dönüşür. Bu da kabul edilemez" diye konuştu.
'TAM AKSİNE HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GENİŞLETİLMELİ'
"Terör bir insanlık suçudur, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde terör bir hak arama yöntemi olamaz. PKK bir terör örgütüdür. Ancak Kürt sorunu vardır Türkiye'de, bu sorunları konuşarak, siyasal anlamda değerlendirerek, basında, Meclis'te, kamuoyunda bunları konuşarak çözebiliriz. Bunların konuşmasını engellersek eğer bu noktadaki ifadeleri biz terör kapsamında değerlendirirsek iş artık iyice çığırından çıkar ve Türkiye bir açık cezaevine dönüşür."