Demirtaş: Dokunulmazlığımızı siz kaldırmayın, biz istifa edelim

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yakasına taktığı siyah kurdele ile partisinin grup toplantısında konuştu. Selahattin Demirtaş, Ankara'da meydana gelen patlamanın hayatını kaybeden 37 kişiye rahmet dileyerek, yaralıların bir an önce sağlıklarına kavuşmasını temenni ettiklerini bildirdi.

Ölümleri normalleştirmeye çalışan bir anlayışı kabul etmediklerini kaydeden Demirtaş, "Diyorlar ya 'artık terörle yaşamaya alışmamız lazım', kendileri alışabileler bilemeyiz ölümlere, öldürmeler alışmak onlar açısından kolay olabilir fakat biz alışmayacağız. Bunu normalleştirmeye çalışan bir anlayışı kabul etmeyeceğiz. Ülkenin 14 yıldır yöneteni, iktidarı partisinin yönettiği ülkede bu gerçeklik var bunlara alışmak demek normaldir demek İnsanlığımızı unutmak demektir. Yüreğinde insani değerler kırıntısı o taşıyan bir insan böyle bir şeye alışamaz. Bizi buna alıştırmayacaksanız. Normal olan şey savaşın ölümün yaşanmadığı bir toplumsal yaşamdır" diye konuştu.

‘DİYARBAKIR'DA BENİM KONUŞMA YAPACAĞIM MİTİNG BOMBALANDI AMA MAĞDUR AKP SUÇLU YİNE HDP'

Her katliam sonrasında AK Partinin kendini 'mağdur' HDP'yi ise 'suçlu' olarak gösterdiklerini söyleyen Selahattin Demirtaş şöyle konuştu: "Diyarbakır'da benim konuşma yapacağım miting bombalandı ama mağdur AKP suçlu yine HDP'dir. Ankara garında 104 kişi katledildi mağdur AKP idi sorumlusu HDP'dir. Merasim Sokak, Kızılay'daki patlamada mağdur yine AKP, sorumlu HDP. 14 yıldır her şeyin mağduru bunlar. Derin devletin, paralelin mağduru bunlar. Dolu yağsa kendini mağdur ilan edecek kadar toplumsal algı yönetme ağı kurmuşlar. Evlerinde para sayma makinaları yine mağdur bunlar. Böyle bir ahlaksızlık içinde biz hangi sorunu nasıl çözeriz? Neden yüzde yüz güvenlik sağlanmadı diye hükümeti eleştiremezsiniz bundan dolayı eleştirmiyoruz hükümeti. Bir bomba patladığında toplum, siyasiler kenetlenir. İşte bizdeki eksiklik budur. Savaşı durduramasak bile en azından hep birlikte 'saldırı bütün topluma yapılmıştır kucaklaşın' diyeceğiniz ülke bırakmadılar. Her saldırıdan sonra 'bizim yanımızda saf tutun birlik olalım' diyorlar. Türkiye'nin temel meselesi budur. Bu çözüm değil. Biz kutuplaştırıcı dil kıllanıyormuşuz kendileri birleştirici dil öyle diyorlar. İnsanları ayrıştıran düşmanlaştıran bunlardır. Biz bu meseleyi çözemediğimiz müddetçe birileri gelip suikastlar yapacaklar. Bu yarayı kaşıyıp kanatacak çok ülke olacak. Bunu engellemenin tek yolu toplumu birleştirmektir."

‘CUMHURBAŞKANI DA HAYLİ HAYLİ BİR TERÖRİST OLABİLİR'

AK Parti, CHP ve MHP'nin toplumu birleştirmeden anladıklarının 'tek millet, tek dil' olduğunu belirten Selahattin Demirtaş şunları söyledi: "AKP, MHP ve CHP hepsi teklik düzeyinde diyorlar. Şimdi saraydaki zat 'ya bizim ya teröristlerin yanında olacaksınız' diyor. Kusura bakma biz ne terörün ne de senin yanında olmak zorunda değiliz. Çünkü tekleştirme anlayışı tam da burada devreye giriyor dikkat edin. Ölümlerden muazzam bir siyasi rant devşirmeye çalışıyorlar. Bütün halk korktu ya hemen 'yanıma gelin' diyor. 'Ya bizden yana olacaksınız ya teröristten yana safınızı seçin' diyor. Oysa başka bir şey var adalet, hak, eşitlik, barıştan yana olmak var. Mecbur muyuz senden yana olmaktan. Ya benden ya teröristten yanasınız diyor. Ya ikinizde birseniz ne yapacağız. İkisi de aynı şeyse ne yapacağız. Milletvekili, sanatçı, aydın, yazar, akademisyen sıfatını taşıyanlar sırf bu sıfatı taşıyor diye terörist olmaktan kurtulamazlar. Peki, bunları sayıyorsun tamam. Buna iki tane daha ekleyelim. Cumhurbaşkanı olması, Başbakan olması da o kişinin terörist olması sıfatını değiştirmez o zaman değil mi? Sayıyorsan cumhurbaşkanından başla. Cumhurbaşkanı da hayli hayli bir terörist olabilir. Milletvekili, gazeteci olabiliyorsa değil mi? Başbakan da olabilir. Değiştirmek istiyor ya yasayı. O yasaya göre hepiniz olabilirsiniz. Sen de olabilirsin. Diyor ya ayarını bozduğun kantar günü gelir seni tartar. Yasalarla oyna bakalım. IŞİD'i destekledin, şuna silah gönderdin. Ne yaptın diye yarın o yasadan dolayı biri seni yargılarsa ne yapacaksın? Çünkü bu mantığa göre herkes terörist olabilir."

‘HÜKÜMET OLSAK TERÖRÜ MİNİMUMA İNDİRİRİZ'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Dış İşleri Bakanı'yken çözüm süreciyle ilgili yaptığı olumlu konuşmaları kürsüden okuyan Demirtaş şöyle devam etti: "Kendi cümlelerinde 'Suriye, Mısır, Libya'da savaş var. Bizde yok çünkü çözüm süreci var' diyor. Madem çözüm süreci istikrarı sağlıyordu neden vazgeçtiniz. Neden bu kadar barış isteğine cevap vermiyorsunuz? Topla şehirleri yıkacağınıza neden geri dönülmüyor. O sürece ne engel var. Şu siyasi partilerle neden biraya gelip bu ülkeyi nasıl düzelteceğiz demiyorsunuz? Tankla şurayı yıkacağız diyerek mi düzelteceksiniz? Biz hükümet olsak savaş, şiddet, terörü minimuma indiririz. Hiçbir şey başaramazsak kardeşliği başarırız toplumsal kutuplaşmayı önleriz. Ankara garında katledilenleri Konya'da stadyumda insanlar yuhalıyor. Olur mu oluyor işte. Nasıl bir ortak acıdan söz ediyoruz? Nasıl bu hale geldik? Biz insanız siyasetçi kimliğimizden önce. İnsani ilkelerde birleşelim. Bir insanı dahi yüceltmeyi başaramıyoruz."

‘ÜLKEDE BALON PATLASA AKP SÖZCÜLERİ HDP'Yİ LİNÇ TAHTASINA OTURTUYOR'

HDP'yi suçlayarak siyasi rant elde edildiğini kaydeden Demirtaş şöyle konuştu: "IŞİD saldırır HDP'yi suçlarlar, PKK eylem yapar HDP'yi suçlarlar. HDP'ye yönelttikleri eleştirinin yüzde birini PKK veya IŞİD'e yapmazlar. Neden çünkü oy kaygıları var. Bizi seçmen karşısında itibarsızlaştırma hedef bu. Ülkede balon patlasa hemen AKP sözcüleri kimin ne yaptığına bakmaksızın anında HDP'yi linç tahtasına oturtuyorlar. Toplum bir anda şu duyguya kapılıyor. Zannediyorlar ki ülkeyi biz yönetiyoruz. Zannediyorlar ki İçişleri Bakanı Celal Doğan'dır. Yok, kardeşim, Efkan Ala. AKP devleti yönetme emir verme makamındadır."

‘DÖRT SALDIRI DÖRT EMNİYET MÜDÜRÜ DEĞİŞTİRDİLER, ALABİLDİKLERİ TEBDİR BU'

Ankara Garı, Merasim Sokak ve Kızılay'daki patlamalar sonrasında alınan tek önlemin 'emniyet müdürü değiştirmek' olduğunu savunan Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Alabildikleri tedbir bu. Dört saldırı dört emniyet müdürü değiştirdiler. İstifa yok, hata yok, özür yok, hatasını kabul etmek yok. Habire kutuplaştırma.

‘BÜTÜN BUNLAR ÇÖZÜLECEKSE DOKUNULMAZLIĞIMIZI SİZ KALDIRMAYIN BİZ İSTİFA EDELİM'

Bizi hedef göstererek neyi çözeceksiniz. Bütün bunlar çözülecekse dokunulmazlığımızı siz kaldırmayın biz istifa edelim. Mesele bizim parlamentoda olmamız ise ve ben buradan gittiğimde çözülecekse buna inansam sizde istifa yüzü, ahlakı yok ama ben istifa ederim. Bütün sorumluluk bizde olsa biz erdemli ahlaklı insanlarız istifa ederiz. Sizde bu yok bu eksik. O yüzden sorumluluğu bize atıyorsunuz. Siyasi sorumluluk sizde ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Toplumun gazını almak için birkaç HDP'li hedef haline getirip oradan sıyrılıyorlar. Her katliamdan sonra yaşadığımız maalesef ki böylesine bir durum."

‘HENDEK, BARİKAT NASIL KAPATILIR GELİN EL BİRLİĞİYLE TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYALIM'

Savaşı, şiddet ve terör eylemlerini 'hep birlikte çözelim' önerisinde bulunduklarını vurgulayan Demirtaş şu ifadeleri kullandı: "Önerge veriyoruz komisyon kuralım araştıralım diyoruz. Her yerden bilgi belge toplayalım nasıl önleyeceğimizi beraber kararlaştıralım. Sorumluluk alıyoruz. Komisyon kurmak sorumluluk almaktır. Ne oluyor peki AKP'nin oylarıyla reddediliyor. Ondan sonra katliam oldu hadi ortak bir metin hazırlayalım kendimizi kurtaralım. Var mı böyle bir ucuzluk ya. Genel başkanın, milletvekilinin işi kınamak mıdır, bu mudur sadece. Git bak bakalım acıyı yaşayan aileler biz kınayınca bitiyor mu acısı? Sokakta tedirginlikle dolaşan insanlar kınayınca rahatlıyor mu? Çözüm bekliyorlar bizden. Bırakın artık bu ucuz ikiyüzlü politikayı. Çözüm için hazırsanız gelin şu gün şu dakika. Parlamentonun dibinde bomba patlatıldı 37 kişi öldü parlamento tatilde. Hadi gelin kuralım komisyonu çözüm nasıl olur barış nasıl sağlanır. Şu barikat hendek nasıl kapatılır gelin el biriyle elimizi taşın altına koyalım."

‘KENDİNİZE GELİN, HADDİNİZİ BİLİN'

AK Parti, CHP ve MHP Genel Başkanlarına Sur ve Nusaybin'e birlikte girme çağrısında bulunan Demirtaş şöyle konuştu: "3 genel başkana çağrı yapıyorum. Dördümüz yan yana gelelim dört parti temsilcileri gidelim. Biz gidelim Sur'a Nusaybin'e. Niye tankı topu gönderiyorsun biz bir gidelim diyalogla kapatalım hendeği barikatı. İknayla yapalım. Bu değil midir ahlaki doğru makul çözüm. Bizim bu çağrılarımıza rağmen HDP'yi terör örgütü ilan etmek sizin haddinize değil. Halk bizi seçti. Dayandığımız tek güç odur halk bize oy verdi. Burası parlamentodur eşitiz unutmayın. Biz AKP'nin emrinde memur değiliz genel kurulda. Başbakan bizim müdürümüz değil. Diğer genel başkanlar HDP'lilerin amiri değil. Kendinize gelin haddinizi bilin. Bize öyle parmak sallayarak milletvekillerimize had bildirmeye çalışmak sizin işiniz değil. Biz buna boyun eğmeyeceğiz."