"Uzun süredir Valilerle ilgili kararnamenin de çıkartılması için çaba gösteriliyor ama bir tülü çıkartılamıyor. Bunların olması bir yerde uyumsuzluktan kaynaklanan bir konu olduğunu gösterir. İcraatın başı Başbakan ise, Başbakanı rahat bırakmak gerekiyor. Bu rahatlık olmadığı için şu ana kadar atamalar gerçekleşmedi. Ama bu olaydan sonra mecbur kaldılar. Kamuoyunda eleştiri konusu oldu."
'EMNİYETTEKİ HİYERARŞİ VE DİSİPLİN BOZULDU'
ABD Büyükelçiliği'nin 11 Mart'ta Türkiye'de olan ABD vatandaşlarını uyarması konusuna da değinen Saygı Öztürk, "Her ülkenin Ankara'da emniyet müşavirleri bulunur. Bizim de 19 ülkede emniyet müşavirimiz bulunuyor. Bu ihbarları Amerikalılar kendiliğinden öğrenmiş değil. Türk yetkililerin uyarılarıyla haberi olmuştur. Ancak böyle bir uyarıyı valiler kendi vatandaşlarına yapamaz. Türkiye vatandaşlarına Atatürk Bulvarı'ndan geçmeyeceksiniz, Kızılay'ı kullanmayacaksınız diyebilir mi? Bu teröre hizmettir" dedi.
Son 5 ayda Türkiye'nin kalbinde 3 ayrı saldırı oldu, yüzlerce kişi öldü. Bu noktada güvenlik zafiyeti mi var sorusu akılları karıştırdı. Hükümet yetkilileri hemen her patlamadan sonra güvenlik zafiyeti olmadığı yönünde beyanlarda bulunsa da birçok kesim bu görüşte değil.
"Türkiye'nin istihbarat gücü kuvvetlidir. 5 bin civarında personeli var. Son dönemlerde cemaat iddialarıyla başkanından, başkan yardımcısından polis memuruna kadar çok önemli değişiklikler yapıldı. Bunlar sadece Ankara merkezde değil illerde, ilçelerde de yapıldı. 2 bin 175 emniyet müdürü re'sen emekli edildi. Bugün Şanlıurfa'da şube müdürünün olması gereken yerde polis memuru görev yapıyor. Emniyet mensuplarının birinci kaynağı her zaman haber elemanı dedikleri kişidir. Emniyetteki dalgalanmayla haber elemanlarıyla olan bağlantılar koptu. Örgütlerin içerisinden haber almak ve analizini yapmakta zorlanmalar olunca saldırıları önlemek zorlaştı."