Makalesinin başında Kanada ve müttefiklerinin Türkiye'ye güvendiğini, Kanada'nın Irak ve Suriye'deki askeri operasyonlarının uzun süredir NATO üyesi olan Türkiye ile yapılan işbirliği sayesinde gerçekleştiğini belirten Saunders, Türkiye'nin sığınmacı krizinde oynadığı role ise AB ile yaptığı anlaşmayı örnek göstererek vurgu yaptı.
'TÜRKİYE BÜYÜK BİR SORUN HALİNE GELDİ'
Ancak Kanadalı yazar, bu gelişmelere rağmen Türkiye'nin gerçekten büyük bir sorun haline geldiğini ifade etti. Güvenlik güçlerinin Zaman gazetesine göz yaşartıcı gazla müdahale ettiğini, kapıları kırdığını ve medya imparatorluğunun yönetimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın atadığı mahkemelerin verdiği yetki sayesinde ele geçirdiğini okurlarıyla paylaşan Saunders, bağımsız yazarlarıyla bilinen gazetenin iki gün içinde en etkili hükümet propagandası yapan yayınlardan biri haline geldiğinin altını çizdi.
'ERDOĞAN KASIM SEÇİMLERİNİ KÜRTLERE YÖNELİK KORKU KAMPANYASIYLA KAZANDI'
1 Kasım seçimlerinin ardından Nokta dergisi, Milliyet gazetesi ve çeşitli televizyon kanallarında yaşanan yönetim değişikliklerini ve 2015 yılında bin 800'den fazla kişinin Erdoğan'a hakaretten mahkum edildiğini anımsatan Saunders, Erdoğan'ın Kasım seçimlerini Kürtlere yönelik korku kampanyasıyla kazandığını vurguladı.
'ERDOĞAN KENDİ YARATTIĞI HASTALIĞIN İLACINI SATTI'
Erdoğan'ın bugünse kendi vatandaşlarını agresif şekilde bombaladığını savunan Saunders, "Kürtlerin çoğunlukta olduğu Diyarbakır, bomba kraterlerinin, ev ev yapılan aramaların, alıkoymaların ve adam kaçırmaların ölümcül merkezi haline geldi. Bunların çok azının Türk devletine yönelik güncel tehditlerle alakası var. İngiliz yazar Christopher de Bellaigue'nin 1 Kasım seçimleriyle ilgili ifadesi tam da burada güzel bir örnek: "Erdoğan, kendi yarattığı hastalığın ilacını başarıyla satma yeteneğini gösterdi."
'ERDOĞAN, ÜNİTER TÜRKİYE'Yİ YIKTI'
Öte yandan Saunders, Suriye ve Irak'taki Kürtlerin, Suriye'deki savaşta en önemli müttefikler olduğunu ve barışçıl çözümün anahtarını elinde tuttuklarını kaydetti. Saunders, makalesini şu ifadelerle sonlandırdı: "Büyük siyasi hırslarını tehdit ettikleri için Kürtleri ciddi düşman haline getiren Erdoğan, oluşması için katkı sunduğu üniter ve açık Türkiye'yi yıktı. Bunu sadece otoriterliği kullanarak değil, medyayı susturup totaliterliği kullanarak gerçekleştirdi. Türkiye'yi artık bir müttefik olarak değil, çizgiyi aşan bir ülke olarak görmenin zamanı geldi."