Üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Giriş Sınavı (YGS), pazar günü yapılacak. 2 milyon 178 bin 563 adayın gireceği sınavla ilgili bu sene bazı değişikliklerin yapıldığını belirten ÖSYM Başkanı Ömer Demir, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından alınan kararla üniversitelere giriş sınavlarında uygulanan barajın 140 puandan 150 puana yükseltildiğini söyledi.
Öğrencilerin barajı geçmesi için 20 soruyu doğru olarak işaretlemesi gereken sınavda başka bir genel değişiklik yapılmadığını belirten Demir, sınav içeriği ile organizasyonunun ise geçmiş yıllardan farklı olmayacağını belirtti. Sınavın toplam 117 bin salonda yapılacağını kaydeden Ömer Demir,güvenlik için salonların büyük bölümünde kameraların yanı sıra "gizli gözlemciler"in de yer alacağını söyledi.
RS FM'de yayınlanan "Günaydın Türkiye" programına katılan eğitim bilimci Prof. Dr. Adil Çağlar da YGS'ye hazırlanan üniversite adaylarına sınav stresiyle başa çıkabilmelerine ilişkin tavsiyelerde bulundu.
Adayın sınavdan beklentisiyle sınav günü yaşadığı stres arasında yadsınamaz bir ilişki olduğunu söyleyen Çağlar, "Eğer aday, üniversite sınavını hayat memat meselesi olarak görüyorsa ve stresini kontrol edecek bir iç iradeye sahip değilse bundan zarar görebilir" dedi.
YGS'nin bir gencin geleceğini belirleyen sınav olduğunu söyleyen Adil Çağlar, buna rağmen sınavın "herşey olmadığı" gerçeğini benimseyen bir adayın pazar günkü sınava daha rahat bir psikolojiyle katılabileceğini söyledi.
'ÖĞRENCİNİN ÜZERİNDE ÇEVRE BASKISI SINAV KADAR ETKİLİ'
Yoğun stresin sanılanın aksine başarıyı arttırmadığını söyleyen eğitim bilimci, adayın sınavla ilgili düşüncesiyle uyguladıkları arasında da doğru orantı olduğuna dikkat çekti.
"İnsan beyni nasıl düşünürse onu uyguluyor. Başaramamaktan korkan bir aday için beyin başarısızlığı çağırıyor" diyen Prof. Dr. Çağlar, çevrenin aday üzerinde kurduğu baskının da üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu söyledi:
"Anne babaların aday üzerinde YGS'yle ilgili çok yersiz beklentisi oluyor. Örneğin çocuğun kapasitesi üzerinde motive etmek adına bir beklenti yaratılıyor. Bu baskı, orta sınıf ailelerin, eğitimli ve şehirli çevrelerin çocukları üzerinde çok daha fazla durumda… Ayrıca öğrencilerin de kendi aralarında 'sınavı kazanamayan zeki değildir' gibi yanlış anlayışı var. Aday 'sınavı kazanamazsam herkes beni aptal yerine koyacak' korkusuyla kendi kendini strese sokuyor. Şu unutulmamalı ki, YGS sadece bir performans sınavıdır, insanların daha zeki olduğu anlamında bir sigorta değildir."
'STRES 'KABUL'LE GELİYOR'
Sınav stresinin sadece aile ya da yakın çevre merkezli gelişmediğini söyleyen Çağlar, adayın kendi benlik algısının beraberinde getirdiği sıkıntılara da dikkat çekti. Çağlar, stresin adayın kendi "kabulleri"yle geliştiğini söyleyerek, YGS öncesi gençlerin kendileriyle yüzleşmek durumunda olduğuna vurgu yaptı:
"'Üniversite sınavı benim için başarılı olacağım yollardan biridir ama tek yol değildir çünkü hayat binlerce seçenek ve fırsatla dolu' diyebilen bir aday sınavı kazanabilir, kazanamazsa bile hayatta başarılı, hatta mutlu olabilir."