Şahin, Karabük'ün Eflani ilçesinde Belediye Düğün Salonu'nda köy ve mahalle muhtarlarına hitaben yaptığı konuşmada, Güneydoğu'da adını bile anmak istemediği örgütün militanlarıyla, kurtarılmış bölgeler, öz yönetimler oluşturmak için eylem içerisinde olduklarını, bu eylemleri yaparken polise askere kurşun sıkanların sadece maşa olduklarını, aslında karşılarında 7 düvelin bulunduğunu, onlarla mücadele ettiklerini söyledi.
Polisin ve askerin canları pahasına mücadele ettiklerini ve birçok kahramanlıkların yaşandığını örnekler vererek aktaran Şahin, bir tek örgütle mücadele edilmediğini birçok örgütün var olduğunu vurguladı.
'PİRİNCİN İÇİNDEN BEYAZÇ TAŞLAR DA ÇIKTI'
MİT TIR'larını uzaktan kumanda edilmiş savcı ve güvenlik güçlerinin durdurduğunu söyleyen Şahin, şöyle devam etti: "Amaçları neydi biliyor musunuz? 'Türkiye DAEŞ'e yani IŞİD'e silah yardımı yapıyor' diye zabıtlar tutup Türkiye'nin savaş mahkemesinde yargılanmasını sağlamak. Böylesine hain bir örgüt var maalesef Türkiye'de dışarıdan yönetilen. Bu örgütün kim ve nasıl olduğunu sizler biliyorsunuz. Pirincin içindeki siyah taştan korkmayın, çünkü onu görürsünüz alırsınız. Ama maalesef Türkiye'de pirincin içinden beyaz taşlar da çıktı. Kolay fark edemiyorsunuz beyaz taşları, acaba pirinç mi? Taş mı? Dikkat edeceksiniz, inceleyeceksiniz, onları ayıklayacaksınız. İşte devlet içine çöreklenmiş adına 'Paralel Yapı' denen bu örgütle de Türkiye mücadele ediyor ve edecek."
‘TEK LİDER VARDIR O DA RECEP TAYYİP ERDOĞAN'
‘BEN BUNA UYMAYACAĞIM DİYOR. NASIL UYMAZSIN?'
Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutukluluğunu sona erdirecek bir karar verdiğini vurgulayan Şahin, Cumhurbaşkanının bu konuyla ilgili söylediği sözleri hatırlatarak, "Ben hukukçuyum. Adalet ve Anayasa Komisyonunda görev yaptım. TBMM Başkanlığında bulundum. Cumhurbaşkanımızın açıklamasını bazıları yadırgıyorlar. Bu kişiler basın özgürlüğüne aykırılıktan dolayı haklarında dava açılıp tutuklanmadılar ki. Devletin gizli kalması gereken bilgilerini Paralel Yapı'dan alıp gazetelerde yayımladıkları için casusluk iddiasıyla yargılanıyorlar. Anayasa Mahkemesi 'Demokratik hakları ihlal edilmiştir' diyor. Dava, basın özgürlüğüne aykırılıktan dolayı açılmış olsaydı Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına anlayışla yaklaşabilirdiniz. Kaldı ki itiraz süreleri geçmemiş, karar kesinleşmemiş. Hukuk yolları bitmişse Anayasa Mahkemesi'ne gelinebilir. Hukuk yolları da bitmemiş. 'Ben buna uymayacağım' diyor. Nasıl uymazsın?" değerlendirmesinde bulundu.