Demirtaş, özellikle Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde abluka, sokağa çıkma yasakları ve hukuk dışı operasyonlar ve yaşanan ölümler ve sivillerin içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek üzere bir çağrıları olduğunu belirterek, "Her şey önce Diyarbakır halkına teşekkür ve şükranlarımızı sunuyoruz. 50'ye yakın yerde yürüyüş gerçekleştirildi. On binlerce insan Diyarbakır sokaklarında ve barış hakkını özgürlük taleplerini dile getirdi, haykırdı. Çağrımız provokasyonlara karşı duyarlı olmaya çağırdık. Bütün Diyarbakır halkın Ankara'nın provokatif çağrılarına karşı oyunlara düşmedi. Polisin AKP'nin emri ile yaptığı müdahaleler dışında hiç bir olay yaşanmadı. Dolayısıyla dün gerçek provokatör kimdir, provokasyonu kim yapmak istedi, net olarak ortaya çıktı. Demek ki, halkı gazlayıp, coplamazsanız en küçük bir olay çıkmıyor. Bu nedenle halkımıza çok teşekkür ediyorum. Hükümet umarız bu mesajı doğru okur. Deve kuşu gibi kafasına kuma gömüp çarpıtanlar yanıldılar, bundan sonra yanılacaklar. Halkımız asla AKP'nin zulüm politikalarına karşı teslim olmadı, olmayacak" dedi.
Çağrılarının süreklilik arz ettiğini ve herkesten her gün saat 16.00'da bulunduğu yerde demokratik tepkisini dile getirmeye devam etmesini istediklerini söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu:
"Çünkü Sur'daki vahşet politikaları ve insan suçu işlenmeye devam ediliyor. Bir yerde barikat kuruldu, hendek kazıldı şehrin tamamının yakılıp, yıkılması savaş suçudur. Şu anda Cenevre ve Roma sözleşmesinin 25 ayrı maddesi AKP tarafından ihlal ediliyor. Sivil yerleşim birimlerine ordu güçleri ve ağır silahlar ile ateş açamazlar. Hepsi suçtur, suç olduğunu bildikleri için şimdi bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyorlar. Sur'da yapılan vahşet devlet hakkı ve hukuku değil, AKP'nin hakkı hukuku değildir. Hükümet, silahlı insanlarla mücadele edecekse bunu bağlayan bir hukuk vardır, onun dışına çıkmıştır, suç işlemiştir. Cizre'de katliam işlenmiştir. Sur'da yüz binlerce insanı evinden etmiştir. Sur'daki vahşet bitene kadar demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Tehdit edebilirler, her türlü çılgınlığı yapabilirler ama biz geri adım atmayacağız. Cenazeleri yakan bunlar ama halen tehdit edilen biziz. Devleti ele geçirmiş olabilirler, ele geçirdikleri devleti soyup, hırsızlık ile zevk sefa içinde olabilirler. Ama devran hep böyle dönmeyecektir. Geçmişteki iktidarlar böyleydi, hepsi tarihin çöplüğünü gitti. Biz ve halkımız sizin gibi çakallardan korkumuz yoktur. Biz halkımız ile birlikte meydanlarda alanlarda olacağız. Halkımız her yerde bu savaş politikalarına karşı dur demenin bu yolu olduğunu görmüştür. Tek bir insanın canına malına zarar vermedin bulunduğumuz sokak ve mahallede demokratik tepkimizi göstermeye devam edeceğiz."
Daha sonra soruları yanıtlayan Demirtaş, dünkü temaslar çerçevesinde Sur'da bulunan sivil insanların bir kısmı tahliye edildiğini belirterek, "Rakamlar ve bilgiler çelişkili. Birkaç kişi gruplar halinde çıkarıldı. Hastaneye sevk edilenler ve gözaltına alınanlar oldu. Daha sonra biri bebek olmak üzere toplam 12 kişinin çıkabildiği bilgisini aldık. Bugün de çıkmak için bekleyen siviller olduğu söyleniyor. Tahliye için valilik işbirliğine devam ederse bütün sivil ve yaralılar tahliye etmek istiyoruz. Koşullar çok zor. Orada sokak ve cadde kalmadığı için ambulans istenilen yere gidemiyor. Yaralıların ambulansa gelmesi isteniyor, yaralılar da gelemiyor. Abluka kaldırılırsa sivil heyetlerin oraya gitmesi sağlanır yaralı ve sivil meselesi çözülebilirdi. Halen 10'dan fazla küçük çocuk bulunduğu ve tahliye edilmesi beklentisi vardır. Bugün de sivillerin tahliyelerini gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz. Bizim temennimiz bütün insanların çıkabilmesi ve hiç kimsenin yaşamını yitirmemesidir. Bütün beklentimiz budur. Tahliyeler ile ilgili diyaloglara biz kapalı olmadık, olmayacağız. Orada kaç kişinin tam olduğunu ne hükümet ne valilik ne de biz bilmiyoruz. Bir hükümet düşünün ki, bütün ordu gücü ile operasyon yaptığı mahallelerde kaç kişi yaşadığını bilmiyor. Davutoğlu ve ekibine kalsa bütün Sur'u havaya uçurun diyecek kadar vahşileşmiş durumdadırlar" dedi.
‘HALKTAN KORKUYORLAR, HALK ONLARI PROTESTO EDECEK DİYE KABUS GÖRÜYORLAR'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan ve İçişleri Bakanı'nın siviller konusunda doğru söylemediğini öne sürüp, "Başbakan Davutoğlu ve İçişleri Bakanı hayatlarında tek doğru söylemediler, hayatları yalan. Cizre'de yüzlerce sivil bodrumlarda katledildi. Halen bodrumlarda bir şey çıkmadı diyor. Sur'dan çıkan siviller bunların yalanını ortaya çıkardı. Avrupa, AKP'nin bütün günahlarını temizliyor ve üstünü örtüyor. Halkımız, AİHM ve Avrupa hükümetlerden beklenti içinde olmamalıdır. Hakkımızda soruşturma halk korkusu nedeniyledir. Biz halkı hükümete protestoya çağırdığımızda kabus görüyorlar tüyleri diken diken oluyor. Halk protesto edecek diye kabus görüyorlar. Biri dünyanın öbür ucunda biri Ankara'da, Savcı burada bize saldırıyorlar. İnsan bu kadar halktan korkar mı demek ki suç işliyorlar. Haklıdırlar çünkü çok günahları var halk hesap soracak diye korkuyorlar. Yakın siyasi geçmiş içerisinde panikleyen ve ödü kopan böyle bir iktidar görmedik" diye konuştu.
Demirtaş, son olarak şu anda Cizre dahil bütün katliamların delilleri, fotoğrafları, görüntüleri ve görüntü kayıtlarının arşivlendiğini kaydederek, "Özel hukuk komisyonu bir dosya hazırlıyor. Bugün bu mümkün olmayabilir ama yakın zamanda uluslararası ceza mahkemesinde bu insanlık suçunu cezalandıracağız. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı yoktur" dedi.