'Böyle giderse sivil siyasetten söz edemeyeceğiz'

Sur'da sürmekte olan sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların sona erdirilmesi için yapılan yürüyüş çağrısı konusunda eyleme provokatör müdahale riskine dikkat çeken bir grup aydın, yayımladıkları açıklamayla herkesi sağduyuya çağırdı. Bildirinin altında imzası bulunan öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, "Yakın zamanda eşini kaybetmiş biri olarak en çok kaygılanacaklardan biri de benim. Bu tür çağrıları yaparken sağduyu yönü özellikle vurgulanmalı" dedi.

​

Elçi, "Acı kayıp yaşayabilen biri olarak bu tür yürüyüş çağrılarına 'provokasyon olabilir mi' ihtimalinden dolayı kaygıyla yaklaşıyorum. Sadece benim gibi yakınını kaybetmiş birinin kaygısı olmamalı. Herkes bu kaygıyı yaşamalı. 17-18 yaşında çocukların ölmüş olması çok derinden yaralayan bir durum. Tahir Elçi'nin de sürekli vurgulamaya çalıştığı şeyi anlatmaya çalışacağım. Bizi bir araya getirecek yol ve yöntemler varken, ayrıştıracak yöntemler tercih etmek doğru değil. Hangi zamanda, nerede olursa olsun yürüyüş çağrılarında sağduyu da özellikle vurgulanması gerekir. Nereden geldiği belli olmayan birtakım provokasyonlar oluyor. Bunu öngörmeyen kitleler de hedef alınıp zor durumda kalıyor. Böylesi kitlesel eylemlerin o anlamda bir öngörüyle hesaplanıp çağrıların da o yönde yapılması gerekir" diye konuştu.

​'HÜKÜMET ŞİDDETE TAPIYOR, ÖRGÜT ÖLÜMÜ KUTSUYOR'

Cumhuriyet yazarı Aydın Engin de Türkan Elçi ile aynı görüşte. "Sonuç alınamayacak eylem zarar getirir" diyen Engin, yaşanan sürece tek taraflı bakılmaması gerektiğini dile getirdi.

​Usta gazeteci PKK'yı ölümü kutsamakla, hükümeti de şiddete tapmakla eleştirdi. Demirtaş'ın çağrısı sonrası İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın sözlerini hatırlatan Aydın Engin, amacın Kürtsüz bir siyaset arenası yaratmak olduğunu söyledi.

Engin şöyle konuştu: "Bir tarafta ne pahasına olursa başkaldıranı ezeceğiz deyip şiddete tapan bir hükümet var. Bir tarafta da ölümü kutsayan dolasıyla barışı ve çözümü umursamayan başka bir örgütlü yapı var. Bu iki güç karşı karşıya geldiği zaman çözüm mümkün değil. Cizre somut bir örnek. Efkan Ala'nın 'Çağrıları yapanlar bu işin sonuçlarına katlanacaklar' açıklamasının bir çevirisi de şu: Kürtsüz bir parlamento yaratmak. Bu ürküntü verici. 6 milyon seçmeni olan siyasi partiyi meclis dışı bırakırsanız o meclis  topal olur."

​'HDP İKİ TARAFTAN DA YIPRATILDI'

Sur'a yapılan yürüyüş çağrısına katılım yüksek olmadı. Bu durum kamuoyunda 'HDP bölgedeki ağırlığını yitiriyor' iddialarını bir kez daha gündeme getirdi. Ekopolitik'in kurucusu Tarık Çelenk ise HDP'nin iki taraftan da yıpratıldığı görüşünde.

​HDP'nin bu çağrıları yapmada geç kaldığını ifade eden Çelenk, şöyle konuştu:

"Her iki tarafa da baktığımızda siyasi iletişimden söz edemeyiz. HDP puan kaybetti. HDP hendeklerin kapatılması, sivil ölümlerin önlenmesi noktasında bu çağrıları önceden yapmalıydı. O zaman kamuoyunda çok daha fazla ikna edici olacaktı. Şu anki yaptığı çalışmanın başta kendi tabanında inandırıcılığını sorgulaması lazım. Yarınlar için HDP'nin ne Ankara'da ne de Kandil'de fazla karşılığı olmayacak. HDP'nin yanlışları var. O ayrı ama HDP iki taraftan da çok hırpalandı. Türkiyelileşme sürecinde devletin desteğini alamadı. PKK'nın da umurunda olmadı.  Böyle giderse sivil kanat anlayışından kısa vadede bahsedemeyeceğiz gibi duruyor."