Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı Kamuran Yüksek'e göre farklı sayılar olmakla birlikte, kendilerinin edindikleri bilgiler doğrultusunda 200'e yakın insan Sur'da mahsur.
Yüksek bu kişiler içerisinde ‘direnen gençlerin' de olduğunu aktarıyor: "Bunun içerisinde direnen gençler olduğu da belirtiliyor. Sivil, orada yaşamını sürdüren, ikamet eden kişiler olduğu da belirtiliyor. Çocuklar var, yaşlılar var. Toplam sayı 200'e yakın, şu ana kadar bize gelen bilgiler, ulaştığımız kanaat bu. Yaralı konusunda da, en son dün bir evin bombalama sonucu göçtüğü ve içinde yaralılar olduğu şeklindeydi. 11 yaralı vardı daha önce. Dünkü göçük olayından sonra kaç kişi olduğu henüz tespit edemedik fakat bu sayı yaklaşık olarak 15 gibi görünüyor."
Diyarbakır Valiliği'nin, sivillerin tahliyesi için koridor açıldığını ancak bu koridorlardan kimsenin çıkmadığına dair açıklaması sorulan Yüksek, "İki seçenek sunuluyor insanlara. Teslim olmanın da koşullarını belirtiyorlar. İnsanlar, çırılçıplak soyunacak, elleri başları üzerinde, belirli aralıklarla dışarı çıkacaklar, ondan sonra da tutuklama… Böyle bir durumu insanlar onur incitme meselesi olarak görüyorlar. İkincisi de ‘kalırsanız, ölürsünüz' seçeneği" dedi. Geçmiş deneyimlerden ötürü koridordan geçmenin güven vermediğini söyleyen Kamuran Yüksek'in aktardığı bilgilere göre, mahsur kalanlar dışarı çıkmayı denedi ancak bir ya da iki kişinin vurulması üzerine koridor kullanılmadı.
‘OPERASYONU SÜRDÜREN ZEMİN 48 SAATTE ORTADAN KALKAR'
Hem mahsur kalanların hem de resmi makamların taleplerine göre üçüncü bir yol üretilebileceğini, bunun için çalıştıklarını belirten Yüksek'e göre, sokağa çıkma yasağının kaldırılmasından 48 saat sonra, operasyonların devam etmesine neden olan bir zemin de kalmaz. "Eğer niyet öldürmek ve katliam değilse kesinlikle başka seçenekler vardır" ifadelerini kullanan Yüksek, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Sur'a yürüyüş için yaptığı çağrının bu anlamda oldukça önemli olduğunu kaydetti. Kamuran Yüksek, hükümetin halk baskısı hissetmesi durumunda şimdiki politikalarından vazgeçebileceğini sözlerine ekledi.
Türkiye kamuoyunun duyarlı olmasını beklediklerini, tüm iktidarların savaş politikalarını haklılaştırmak için ‘bölünme paranoyası' yarattıklarını söyleyen Yüksek, "Türkiye toplumunun, kamuoyunun AKP hükümetinin bu politikalarına karşı ses çıkarması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Çünkü bu politikalar şu anda toplumlarımız arasında çok ciddi bir ayrışma ve bölünmeyi yaratıyor. Cizre'de, Silopi'de, başka bir kentte ya da şu an Sur'da yaşanan ölümlerden sevinç duyan, bir toplum yarattı Batı'da AKP. Bu normal bir şey mi? İnsani bir şey mi? Bundan haz alan bir toplum yarattı. Kürtlerin ölümünden haz alan bir Türk toplumunu yaratmak normal bir durum mudur? Kürtler de artık asker ve polis ölümünden üzüntü duymuyor. Eskiden üzüntü duyardı, acı çekerdi" dedi.