‘Bosna Hersek modeli’nin başarısız olduğunu belirten Dodik, Suriye için de bu modelin önerilmesiyle ilgili olarak, “Eğer birileri, Suriye’yi uluslararası toplumun yönetmesini istiyorsa bu durumda Bosna modeli örnek olarak ele alınabilir. Böyle bir yaklaşım, uluslararası örgütlerin işine yarardı. Dünyayı gezerek önce çatışma çıkaran sonra güya barış çözümleri üzerinde çalışan çok sayıda çalışanları var” dedi.
“Mülteci krizi Avrupa’nın uyuşukluğunu sergiledi” diyen Dodik, Avrupa’nın mültecileri kabul etmeye karar vermesi halinde sadece ihtiyaç duyduğu kişileri alacağını savundu. Cumhurbaşkanı, “Mühendisleri, doktorları, ağır işe yarayanları alır. Geri kalanını, yani niteliksizleri ve sosyal yardıma muhtaç olanları Balkan ülkelerine geri gönderir” dedi.
‘BOSNA HERSEK BAŞARISIZ BİR ÜLKE’
Son zamanlarda Suriye’ye çözüm için Bosna modeli öneriliyor. Sizce bu ne kadar mümkün?
Bosna-Hersek başarısız bir ülke. Bu fikrin uluslararası sahipleri, bu ülkeyi son 20 yıldır ayakta tutmaya çalışıyor ve başarısız oldukları ortada. Bosna-Hersek’te hiçbir birlik yok, ne kültürel ne de ekonomik. Tüm süreçleri uluslararası askeri ve siyasi faktörler yönetiyor. Yani bu ülke başarılı bir model olarak ele alınamaz. Eğer birileri, Suriye’yi uluslararası toplumun yönetmesini istiyorsa bu durumda Bosna modeli örnek olarak ele alınabilir. Böyle bir yaklaşım, uluslararası örgütlerin işine yarardı. Dünyayı gezerek önce çatışma çıkaran sonra güya barış çözümleri üzerinde çalışan çok sayıda çalışanları var. Yani bu kişiler aslında çıkardıkları yangınları söndürüyorlar.
‘SÖZDE BAHAR GELDİ, SURİYE KAOSA İTİLDİ’
‘AVRUPA SADECE İHTİYAÇ DUYDUĞU MÜLTECİLERİ ALACAK’
Suriye’deki olaylar, mülteci krizinin nedenlerinden biri oldu. Birkaç gün önce siz, Avrupa’nın çözemediği büyük sorunların Sırp Cumhuriyeti’ni beklediğini ve cumhuriyetin mültecileri kabul edemeyeceğini açıkladınız.
Mülteci krizi Avrupa’nın uyuşukluğunu sergiledi. Avrupa, alışılmış senaryoya göre, başta ABD olmak üzere bazı belli Batılı çevrelerin onun için hazırladıklarını sadece izlemekle yetindi. Avrupa her zaman sustu ve hiçbir zaman kendi duruşuna sahip olmadı. Bu eskiden de böyleydi şimdi de böyle. Örneğin, Rusya ve Ukrayna ile ilgili duruma bakın.
Eğer Avrupa, mültecileri kabul etmeye karar verirse sadece ihtiyaç duyduğu kişileri alacağından eminim. Mühendisleri, doktorları, ağır işe yarayanları alır. Geri kalanını, yani niteliksizleri ve sosyal yardıma muhtaç olanları Balkan ülkelerine geri gönderir. Sırp Cumhuriyeti, finansal destek sağlansa bile bu programın bir parçası olamayacağını kararlı bir biçimde ilan etti.
İngiltere’nin ayrılma isteği, Avrupa Birliği’nin bugünkü halini ortaya koyuyor. Birlik, dağılmayı önlemek için İngiltere’ye özel statü veriyor. Bu da Londra’nın sadece çıkarlarına uygun Brüksel kararlarını hayata geçireceği anlamına geliyor. Bu nasıl bir organizasyon ki böyle bir şey mümkün oluyor?
Visegrad Grubu’nun da Avrupa görüşünü değiştirdiğini görüyoruz. 1,5 milyon mülteci, “Schengen Bölgesi” veya “Sınırların olmadığı Avrupa” olarak adlandırılan sistemin dağılmasına yol açıyor.