Demirtaş, 90 gündür Sur'da kapsamlı, büyük sonuçları ve yıkımı itibariyle ağır olan bir askeri operasyon yürütüldüğünü ifade ederek, "Biz şu anda Sur'un başka bir mahallesindeyiz, 100 metre ileride çatışmalar, operasyonlar devam ediyor. Süreç başladığı günden bu yana demokratik siyaset kurumları olarak çatışmaların büyümemesi, yıkımın ve ölümlerin artmaması için Ankara'da hükümet nezdinde, Diyarbakır'da yerel düzeyde, yüzlerle ifade edebileceğimiz görüşmeler yapıldı, diyaloglar kuruldu. Maalesef çabalarımız ve girişimlerimizden kalıcı sonuç vermedi. Hali hazırda AKP'nin dayattığı anlayış nedeniyle Sur'da yüzlerce insan yaşamını yitirmiş durumda. Ölümleri maalesef önleyemedik, durduramadık. Geldiğimiz noktada tek bir ölüm daha olmasın diye zaten Suriçi'nde harabeye dönmüş durumda bir çağrı yaptık abluka kaldırılsın çatışmalar dursun dedik" dedi.
‘TOPLU ÖLÜMLER KIRILMALARA YOL AÇAR'
Demirtaş, bugün sokağa çıkma yasağı ve ablukanın kalkması halinde yarın hendek barikat sorununun olmayacağı aşamasına, görüşmelerde geldiklerini de ifade ederek, "Bunu yapmamıza rağmen ablukanın kalkmasına izin verilmiyor, illa o bölgede bulunan insanların hepsinin katledilmesi isteniyor. Biz bu gidişata dair asla hiçbir zaman rıza göstermedik, Diyarbakır halkı da İstanbul ve Avrupa'da yaşayanlar da asla rıza göstermedi. Diyarbakır'da 90 gündür her gün Sur'da operasyonların durması için eylemler ve protestolar var" dedi.
‘KIRILMALARA YOL AÇAR
"İlla katledeceğim, şehri yıka yıka dümdüz edeceğiz mantığını kimse içine sindirmiyor. Biz bunu durdurmak istiyoruz. Aileler burada günlerdir çözüm için nöbet tutuyorlar. Biz de artık çözüm nöbeti için buradayız. Buradan abluka kalkmalı, çatışmalar, ölümler durmalı. Ne güvenlik görevlisi, ne sivil, ne kadın ve ne de çocuk ölmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbir zaman buna onayımız olmadı. 3 aydır şehrin ortasında 24 saat bir savaş yürütülmesini olağan bir durum olarak görmüyoruz. Tüm Diyarbakır halkı Sur'daki ablukanın kalkması için ayakta olmalıdır. Çarşamba saat 16.00'da herkes bulunduğu yerden Sur'a doğru yürümelidir. Mahalle ve ilçelerden bu demokratik bir haktır. Tek bir insanın canına, malına zarar vermeden zarar gelmesine müsamaha etmeden bu demokratik hakkımızı kullanacağız. Halkımızdan ricamız kararlı ve ısrarlı olunmalıdır. Abluka da kalkmadan geri adım atmayacağız demelidir herkes. Bütün STK, meslek örgütleri, işçi, esnaf örgütleri ve kentimizdeki bütün derneklere çağrımızdır. Biz Sur içinde çatışmaların bitmesini istiyoruz. Sadece ablukanın kalkması yeterlidir. Bu saatten sonra biz AKP'den ve çatışma, savaş denkleminden medet umanlara halkın duyarlılığına saygı duyulmalıdır. Bir halk şehri yakılıp yıkılırken sessiz olamaz. Halkın üzgün olmasını bir teslimiyet şeklinde okuyanlar yanılıyorlar. Biz savaşa asla teslim olmadık, olmayacağız. Biz herkes için özgürlük ve adalet istiyoruz. Bize dayatılan savaş politikalarına ancak böyle durdurabiliriz. Talebimiz bellidir, abluka kaldırılsın. Eş başkanlar olarak burada bulunan aileler ile birlikte çözüm nöbetine katılıyoruz. İnşallah tek kişinin burnu dahi kanamadan mevcut durumu stabil hale getireceğiz. Meseleyi bir gurur ve güvenlik meselesi olarak görenlerin bunun yerine çözüm adına ortaya koyduğumuz siyasi iradeye anlarlar ve çözüm konusunda Çarşamba gününe kadar bizlerle diyaloga geçip bir çözüm ararlar diye umuyoruz."