'Suriye'de ateşkes süreci 'zamana oynama'nın ötesine geçemez'

ABD ve Rusya arasında varılan 'ateşkes' anlaşmasının ardından Suriye'de yeni bir sürece geçiliyor. Uluslararası toplumun yanı sıra Türkiye'nin de yakından takip ettiği ateşkes sürecinde Suriye hükümet güçleri ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi muhalif gruplar çatışmalara son verme kararı alırken, IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerine yönelik operasyonlar ise devam edecek. 

'ATEŞKES METNİ KIRILGAN'

Geçici sürece 'temkinli' yaklaşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki mevcut koşullardan ümitli olmadıklarını, üzerinde anlaşılan ateşkes metninin de 'kırılgan' olduğunu dile getirdi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, geçici ateşkesin işe yaramaması halinde devreye girecek B Planı'nın ülkenin bölünmesi olduğunu söylemiş, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da açıklamaya tepki göstererek, Suriye için gelecekte bir ‘B Planı' bulunmayacağının altını çizmişti.

​'SURİYE GİBİ BİR ÜLKEDE GEÇİCİ ATEŞKES 'TAKTİKSEL' NİTELİKTE'

Ulusal Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. Sait Yılmaz, Suriye'de siyasi çözüm arayışlarının devam ettiği çatışmalı ortamda ‘geçici ateşkes' konusunu RS FM'de yayınlanan "Günaydın Türkiye" programında değerlendirdi.

Siyasi karışıklıkların üst düzeyde olduğu ülkelerde iç savaşların 10 ile 15 yıl arasında sürebildiğine dikkat çeken Dr. Yılmaz,  iç savaşta 5. yılını tamamlamak üzere olan Suriye gibi bir ülkede ise ateşkes sürecinin tamamen ‘taktiksel' bir nitelik taşıdığını belirtti:

"Suriye'de bir barışın olabilmesi için iç savaşın başladığı döneme geri dönmemiz gerekiyor. Bundan önce istikrarlı bir Suriye vardı, içinde El Kaide'nin olmadığı (El Nusra cephesinden bahsediyorum), bölünmelerin olmadığı, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkesine hakim olduğu bir düzen vardı. Bu düzen o zaman ABD, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye'nin içinde olduğu bir grup tarafından içeride bir iç savaş tezgahlanarak bozuldu. Gelinen noktada, ABD YPG'yle birlikte doğudan, Esad rejimi de batıdan kendi planlarını uygulamaya çalışırken, uzun zamandır savaşın içinde olan Suudi Arabistan-Katar grubu da Halep şehrinin etrafında sıkışmış halde bir rol alma çabası içerisindeler… Ne yazık ki, ABD de son dönemde ağız değiştirerek, 'Beşar Esad gitsin' demeye başladı. Halbuki Suriye'ye çözüm getirilecek ise bu güçlü bir lider etrafında olmalıydı."

'BÖLGEDE ZAMANA OYNANIYOR'

Eski Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin dağılmanın eşiğinde olan Libya'da artık toplumsal bağlamda ‘aranan' bir lidere dönüştüğünü söyleyen Sait Yılmaz, Suriye'de de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın da ileride yokluğu sorgulanan bir lider olabileceğini belirtti.

"Libya'da, Irak'ta olanların bir benzeri yarın Suriye'de de olacak" diyen ulusal güvenlik uzmanı, Suriye'nin bölünmesinin El Kaide ve IŞİD gibi terör odaklarının ülkedeki varlıklarının kalıcı olacağı anlamına geldiğini söyledi.

Geçici ateşkesin tarafların kendilerine mevzi açmak için yaptıkları taktiksel bir anlaşma olduğunu da söyleyen Doç. Dr. Sait Yılmaz, sürecin Ukrayna'da yapıldığı gibi 'zamana oynama'nın ötesine geçemeyeceğini savundu:

'HERKES SURİYE'YE IŞİD'İ VURMAYA GİDİYOR AMA…'

"Sonuçta ortada bir barış planı yok. Dolayısıyla, ateşkesin uygulanması mümkün değil. Ortadoğu'daki geniş resme baktığımız zaman üç büyük savaş var. Herkes Suriye'ye IŞİD'i vurmak için gidiyor ama kimsenin IŞİD'le uğraştığı yok. Herkesin orada özel bir gündemi ve bölgesi var. Sıra belki ondan sonra IŞİD'e gelecek ama ABD'nin Ortadoğu'daki önceliği zaten başından beri Suriye olmamıştı. Planı, bölünecek olan Irak'tı. Sıra Irak'a, daha sonra Şii-Sünni savaşına, Musul'a gelecek ve savaş bu kentte bitecek. Sonuçta, ABD'nin enerji programlı bir Kürt koridoru oluşturma hedefi var, bölgesel dengeleri kontrol ve kalıcı olma hedefi…"

Sait Yılmaz, Ortadoğu'ya barışın güçlü devlet yapıları ile Suriye ve Irak gibi ülkelerin bölünmemesiyle gelebileceğini belirterek, "Beşar Esad gibi güçlü siyasilerin bundan ötürü önemi var" dedi.