Elliott Management ve Aurelius Capital Management adlı kreditörler adına konuşan McGill, Manhattan’da bulunan ABD Federal Temyiz Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Arjantin’le anlaşma yaptıklarını belirtti.
Ülke, 2001’de 95 milyar dolarlık borcunun temerrüte düşmesi sonrasında, kreditörler karşısında 15 yılı bulan bir dava süreciyle yüzleşmek durumunda kaldı. Ülkenin 2011 krizinden sonra geçtiği zor süreçte tahvilleri ucuza alan ve borcun yeniden yapılandırma çabalarına da yanaşmayan bu kreditörler, Arjantin yönetimi tarafından ülkenin borç sorunundan faydalanmakla suçlanıyordu.
Ekonomistler bu çözülemeyen borç sorununun nedenini yüksek enflasyon, nakit rezervlerin reddi ve ekonomik büyüme yetersizliği sonrası Arjantin'i küresel ekonominin dışına itmesi olarak açıklıyor.
Arjantin’in yeni Devlet Başkanı Mauricio Macri'nin zaferiyle sonuçlanan 22 Kasım seçimleri öncesinde ekonomi çevreleri de Macri'nin, Wall Street'in favorisi ve serbest yatırım fonları ile uzlaşmaya en yakın isim olduğunu belirtiyordu.
YENİ DEVLET BAŞKANINA KARŞI İLK ULUSAL GREV
Bu arada Arjantin’de binlerce kamu işçisi, başkent Buenos Aires’te bir araya gelerek, aldıkları ulusal grev kararı kapsamında Macri karşıtı protestoda bulundu.
Devlet Başkanlığı Sarayı Casa Rosada önündeki Plaza de Mayo’da (Mayıs Meydanı) Kamu işçileri Birliği (ATE) öncülüğünde toplanan kalabalık, Macri karşıtı slogan attı. Kalabalığa hitap eden ATE Başkanı Hugo Godoy, Macri’nin göreve geldikten sonra ideolojik nedenlerle kamu sektöründe çalışan 10 bin kişiyi işten çıkardığını belirtti. Protesto alanında kurulan platformda konuşan sendika temsilcileri, ekonomi politikaları kapsamında işten çıkarılan çalışanların yeniden işe alınmasını talep etti. Daha sonra göstericiler olaysız dağıldı.
Macri ise selefi Cristina Fernandez de Kirchner’in gereğinden fazla kişiyi kamuda çalıştırdığını ve bu nedenle işten çıkarmaların gerçekleştirildiğini söyleyerek kendisini savunmuştu.