Ancak şimdi bir yandan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ‘geçici ateşkesin işe yaramaması ve siyasi çözüm yolunda adım atılamaması halinde “B” planının ülkenin bölünmesi olabileceğini’ söylüyor.
Öte yandan ise Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz’, diyor.
Peki bu tür açıklamalar Suriye’nin bölünmesini isteyen güçlere, provokatif eylemlerde bulunmaları için bir davetiye teşkil etmez mi?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan CHP Parti Meclisi üyeliği ve CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş eski CHP’li milletvekili Faruk Loğoğlu şu değerlendirmelerde bulundu.
Eğer Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı böyle bir ifadede bulunduysa çok yanlış yapmış derim, çok hatalı davranmış derim. Çünkü bugüne kadar Amerika, Rusya, Türkiye ve belli başlı bütün ülkeler dahil, 17 ülkenin katıldığı Viyana’da varılan mutabakata dahil bütün bu ülkeler Suriye’nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini açıkladılar.
Bu nedenle daha çatışmaların çatışmasızlık noktasına gelinmeden, yani 27 Şubat gecesi ve Cenevre-3 süreci henüz başlamadan Amerika’nın böyle bir açıklama yapması bir tür şanssızlık olarak görürüm. Çünkü herkesten fazla ve önde Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğüne sahip çıkması lazım. Bunu İsrail için nasıl yapıyorsa, İsrail’i nasıl destekliyorsa diğer ülkelerin de bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne sahip çıkması lazım.
Suriye nefes alır bir duruma gelirse Suriye’deki tarafları Cenevre sürecine katılma bakımından teşvik edici bir faktör olur. Objektif olarak baktığımızda bütün faktörler, bütün dinamikler sanki bunun tersini gösteriyor. Yani ateşkes işte yarım yamalak olur, hatta hiç olmaz, dolayısıyla Cenevre-3 süreci başlamaz şeklindeki yorumlar daha gerçekçi gözüküyor.
Ama şunu bilelim: Suriye’deki durum toparlanmaya başlamaz ise, önce ateşkes, sonra Cenevre-3 süreci siyasi görüşmeleri başlamaz ise o zaman bölge ve bölgede bulunan bütün ülkeler, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Türkiye gibi bütün ülkeler olumsuz etkilenecek ve krizin büyümesine yol açılacaktır.
O nedenle herkesin aklını başına toplayıp önce ateşkesi hayata geçirmek, arkasından da en kısa zamanda tekrar Cenevre-3 sürecine ciddi bir şekilde başlamak için çabalaması gerekir. Hedef bu olmalı.