‘Türkiye’nin suçlamaları sorumsuzca ve aceleci’

Sputnik’e konuşan İngiliz bağımsız gazeteci Finian Cunningham, bu tür suçlamaların profesyonellik dışı olduğunu belirtirken, “Ankara’nın suçlamaları, sübjektif iddialara dayanıyor. Bu tür hareketler, şu anda Suriye’de ve dünyanın diğer bölgelerinde yürütülen enformasyon savaşına özgü. Bu bir enformasyon savaşı ve Rusya Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’nin iddialarını asılsız ve kabul edilemez şeklinde nitelendirerek doğru yaptığını düşünüyorum” dedi.

Son bir haftadır Suriye’nin Halep bölgesini bombalayarak sivilleri öldüren Türkiye’nin, hastane olayının akabinde Rusya’ya çatmasını ironik bulan Cunningham, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

‘ULUSLARARASI YASALARI ÇİĞNEYEN TÜRKİYE’

“Türkiye geçen ay Irak’a girdi. Eğer uluslararası yasaları çiğneyen bir ülke varsa Türkiye’dir. Türkiye’nin hiçbir kanıt sunmadan Rusya’yı savaş suçu işlemekle suçlaması adil değil ve ironik. Bu noktada durumun geneline göz atmak gerekir. Rusya’nın Suriye’de IŞİD’e karşı etkili askeri operasyon başlatmasıyla Ankara kendini uygun olmayan bir durumda buldu. Moskova, Türkiye’nin son 5 yıldır silahlandırdığı cihatçıları ve kiralık militanları geri püskürterek stratejik toprakların Şam’ın kontrolüne geçmesine yardımcı oldu. Ankara bu yüzden Kürtleri bombalamaya başlayarak Suriye çatışmasına askeri katılımını artırdı. Amacı, desteklediği militanları korumak. Ve tüm bunların üzerine Türkiye’nin Rusya’yı ihlallerle suçlaması ikiyüzlülüktür.”

Cunningham, Münih’ten çıkan ateşkes kararının üzerine Türkiye’nin Suriye’yi bombalamasının ve Suudi Arabistan’ın Suriye’nin silahlı muhalefetine desteğini artıracağı yönünde açıklama yapmasının, siyasi sürecin bazı katılımcılarının Suriye sorununa nasıl bir kinizmle yaklaştığının göstergesi olduğunu dile getirdi. Uzman gazeteci, şöyle konuştu:

“Ateşkes kararı ilan edildikten hemen sonra Türkiye ve Suudi Arabistan Şam’a yönelik saldırganlığı artırarak çok tehlikeli davranıyor. Türkiye’nin saldırıları sonucu, bazı doğrulanmamış bilgilere göre, hastaneler ve okullar zarar gördü. Ancak Batı medyası bunu söylemiyor, kimse Ankara’yı hesaba çekmeye çalışmıyor. ABD dahil. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre ABD geçtiğimiz hafta Halep’in merkezini vurdu. Böylece Sınır Tanımayan Doktorlar’a ait hastanenin vurulmasından birkaç taraf sorumlu olabilir. Ve kanıt sunmadan Rusya’yı suçlamak, düşüncesizce. Bu, şu anda yürütülen enformasyon savaşının bir parçası.”

‘RİYAD’IN AÇIKLAMALARI KORKUTMA AMAÇLI’

Suudi Arabistan’ın Suriye’de kara operasyonu planlarına da değinen uzman, konuyla ilgili şu yorumu yaptı:

“Sanırım, Riyad’ın bu açıklamaları sadece psikolojik korkutma amacını taşıyor. Bu da uluslararası hukukun ihlalidir. Uluslararası yasaları ihlal etmek için askerleri diğer ülkeye göndermeye gerek yok, gözdağı bile saldırı olarak nitelendirilebilir. Türkiye ve Suudi Arabistan, Suriye’ye yönelik saldırganlık sergiliyor. Psikolojik savaşla mı yetinecekleri yoksa gerçekten de asker mi gönderecekleri, büyük bir soru işareti.

Bu aşamada bu soruya yanıt veremem. Bildiğiniz gibi Washington bu planı onadı. Ancak Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, bu adımı sadece Beyaz Saray’ın onay vermesi durumunda atacaklarını söyledi. ABD, Suriye’de kara operasyona onay verir mi? Bir şey söylemek çok zor. Bu çok tehlikeli bir karar olur. Sanırım, Washington, olası sonuçları göz önünde bulundurarak bu konuda kendini tutacak. Bu aşamada Türkiye ve Suudi Arabistan’ın yaptığı açıklamaların sadece Rusya ve Suriye’ye psikolojik baskı olduğunu düşünüyorum, siyasi süreçle ilgili olarak taviz vermeye zorlamak için, son aylarda topladıkları Suriyeli muhaliflerle temas kurmalarını zorlamak için yapıyor olabilirler. Oysa bu muhalefet bile değil, diğer ülkelerin çıkarlarını temsil eden düzme muhaliflerdir ve temel görevleri, Şam’da rejim değişikliği konusunda tavize ikna etmek. Ben bunu böyle görüyorum. Kim bilir? Devlet Başkanı Esad’ın yakınlarda verdiği bir röportajda dediği gibi, bu ülkelerin yönetimleri o kadar düşüncesiz ve yasadışı hareket ediyor ki, her şey olabilir. Yemen’e ve Suudi Arabistan’ın bu ülkede yaptıklarına bakmamız yeterli. Ancak Suudi Arabistan’ın Suriye’ye kara birliklerini göndereceğinden emin değilim, çünkü ABD muhtemelen buna izin vermez.”