Al Monitor, Birleşmiş Milletler öncülüğünde varılan anlaşma kapsamında geçen yılın Aralık ayında Türkiye'ye getirilen Yusuf ve Muhammed adlı iki militanla konuştu. Anlaşma kapsamında, Hizbullah ve Suriye ordusunun kuşatması altındaki Zabadani'de yaralanan 126 militan ve sivil Hatay'a getirilirken, Fetih Ordusu kuşatması altındaki Şii köyleri Fua ve Kefraya'dan 330 militan ve sivil de Lübnan'a götürülmüştü.
‘EŞİM VE ÇOCUKLARIM HÜKÜMET KONTROLÜNDEKİ BÖLGEDE'
Yaklaşık dört buçuk ay önce Zabadani'de yaralanan 52 yaşındaki Muhammed adlı militan ise Al Monitor'a kaldığı otelde konuştu. Bacağını kaybeden Muhammed, "Ancak Allah bizi kurtardı" diyor. Muhammed, Suriye jetlerinin Zabadani'deki hastaneleri de hedef aldığını öne sürüyor. Kasabadan çıkarıldıktan sonra Lübnan sınırında Hizbullah destekçilerinin kendilerinin otobüslerine taş attığını ifade eden Muhammed, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtları tarafından ise ‘kahramanlar' olarak karşılandıklarını belirtti. Muhammed, eşi ve üç çocuğunun Zabadani yakınlarındaki Madaya kasabasında olduğunu söyledi. Muhammed, kendisinin, Yusuf'un ve Zabadani'deki silahlı militanların yüzde 90'ının cihatçı örgüt Ahrar'uş Şam'a bağlı küçük taburlardan olduğunu da sözlerine ekledi.
Şu anda bir başka militan ve akrabasına baktığını söyleyen Yusuf, kendisinin ve diğer militanın tedavisi bittiğinde Suriye'ye geri döneceğini vurguladı. Yusuf, gitmek istediği yerin "Ahrar'uş Şam'ın güçlü olduğu İdlib" olduğunu aktardı. İdlib şu anda El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Şam öncülüğünde kurulan Fetih Ordusu'nun kontrolü altında bulunuyor.
Ahrar'uş Şam'ı ‘ılımlı, ortalama Suriyeli' olarak tanımlayan Muhammed, bölgedeki herkesin örgütü desteklediğini iddia etti. Yaralarının aktif olarak savaşmasına izin vermeyeceğini belirten Muhammed, "savaşa başka bir yoldan dahil olacağını ve örgütün yanında yer almayı sürdüreceğini" ifade etti. Militan, Türkiye'deki konaklama ve tedavi masraflarının da örgüt tarafından karşılandığını da açıkladı.